28 Nisan 2010 Çarşamba

Belediye Başkanlığına
TURGUTREİS

Konu: Bilinç Üniversitesi için uygun bir yer tahsis isteğimiz ve “yaşanabilir bir Turgutreis için ‘Yerel HABİTAT’ Konferansı” önerimiz.
Sayın Başkan,
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar vb. alanlarda gerçekleştirdiğimiz; bazıları yerel bazıları merkezi yönetimin sorumluluk alanına giren sorunların çözümünü, devletin iş yükünü azaltmayı, devlete sahip çıkmayı hedef alan çalışmaları yaparken yaşam biçimim kökten değişti:
* “Yasa bağımlısı” oldum.
* “Diğerkâm bir kişilik” edindim,
* “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedim,
* “Her şeyi devletten bekleme alışkanlığı’ndan” ve “bencillikten” kurtuldum,
* Bilinç Çağı’nda yaşadığımın ve kendimi tanımağa başladığımın farkına vardım.
* Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi aşağıda açıklanan Bilinç Üniversitesi’ni kurdum ve kendimi Bilinçolog olarak tanımlamağa başladım. (benden bir Bilinçolog diploması bekleyenin, bu diplomayı verme hak ve yetkisine sahip üniversite, kurum ya da kuruluşun adını da vermesi gerekir)

Sayılan özellikleri bana kazandıran çalışmaları yaparken, (1996 yılında):

(a) 14 - 29 Haziran tarihleri arasında İstanbul’da yapılan Asrın Zirvesi olarak tanımlanan HABİTAT Konferansına katıldım. Bu konferans da1993 yılında Turgutreis’te başlattığımız atık kâğıt toplama kampanyası ile ilgili bir sergi açtım ve sunumlar yaptım. (Tek kişilik ordu/ Milliyet/13.06.1996) Bu kampanyaya, “Türkiye Ulusal Rapor ve Eylem Planı’nda (sayfa 70) yer verildi ve “Başarılı sivil toplum pratikleri” arasında gösterildi.
(b) Turgutreis’te İlk Yerel HABİTAT Konferansını başlattım. (Turgutreis’te Yerel HABİTAT /Cumhuriyet / 15.07.1996)
(c) 17 - 21 Ekim tarihleri arasında Bodrum’da yapılan Yerel HABİTAT Konferansına katıldım. Emekliler ve Trafik Kozalarını kurdum.
Sayın Başkanım;

Birleşmiş Milletlerden kaynaklanan, “yaşanabilirlik”, “sürdürülebilirlik”, “hakçalık” gibi hedefleri ve “yönetişim”, “yapabilir kılma”, “katılımcılık” ve “çözümde ortaklık” gibi ilkeleri (araçları) olan HABİTAT Konferanslarının en kayda değer özellikleri:
Devletin, ülkede yaşanmakta olan sorunların çözümü konusunda;
(a) Koza adı altında faaliyet gösterecek tek kişilik girişimleri dahi muhatap alması,
(b) Dernek, vakıf ya da benzeri bir örgütlenme koşulu öngörmemesi,
(c) Bu gibi girişimleri devlet vatandaş işbirliğinin kolaylaştırmada etkili bir araç olarak kabul etmesidir.
HABİTAT’la öylesine hem-hal oldum ki, “yasa bağımlısı” olmak yetmedi “HABİTAT bağımlısı” da oldum oldum. (HABİTAT sevdalısı-bağımlısı- bir kişi, aday gösterilebilir mi” Hürriyet/29. 05. 2007/Yalçın Bayer).
Ancak, ne yazık ki; Cumhurbaşkanı Demirel’in:

“HABİTAT II Konferansı bizim için bir gurur vesilesidir. Bodrum HABİTAT Konferansını, örnek bir etkinlik olarak değerlendiriyorum” diyerek övdüğü etkinliklerin arkası getirilemedi.
(c) Verilen sözler tutulmadı. İstanbul HABİTAT Bölge Ofisi açılamadı. Bodrum HABİTAT Konferansı sonrasında açılan HABİTAT İzleme ve Uygulama Bürosu ilgisizlik yüzünden kapandı.
Böylesine büyük umutlar bağlanan İstanbul ve Bodrum HABİTAT Konferansları başarılı olamadılar. “Dağlar fare doğurdular”. Bu sonuçların; insanların, o konferanslara, devlete sahip çıkmak, kentleri daha yaşanabilir kılmak için değil, kişisel ya da siyasal çıkar sağlamak amacıyla katılmış olmalarından kaynaklandığı zamanla anlaşıldı.
Oysa Turgutreis Yerel HABİTAT’da verilen sözler tutuldu. HABİTAT etkinliklerinden yıllar önce başlatılan çalışmalar sürdürüldü. Belediye’nin Muğla Valisi Lale Aytaman’ın özel ricası üzerine tahsis ettiği, başlangıçta MEKAN olarak tanımlanan çalışma yeri, günümüzde, Bilinç Üniversitesi Bürosu olarak hizmet vermektedir.

Ancak, halen yapılmakta olan çalışmalar ve geleceğe dönük projeler için daha uygun bir yere ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacın karşılanması durumunda; Turgutreis benzer HABİTAT Konferanslarına öncülük edecek, Turgutreis bir dünya kenti olacaktır.
Konuyu bu yönüyle kamuoyuna duyurmak ve Turgutreis halkını “daha Yaşanabilir bir Turgutreis için” katkıda bulunmağa çağırmak amacıyla Turgutreis Belediye Meclis Salonunda ya da uygun görülecek başka bir yerde bir HABİTAT Konferansı vermek istiyoruz.

Bilinç Üniversitesi için uygun bir yer tahsisi talebimizi ve HABİTAT Konferansı verme önerimizi takdirlerinize arz ederiz.

Saygılarımla
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@ttmail.com
WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com
(1) : Bilinç Üniversitesi’nin işlevi: “Bilgi Çağı” üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mühendis, mimar, doktor, sosyolog, psikolog vb meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmaktır.
ADRES: 4076 Sokak No: 5/2
Turgutreis- BODRUM
***
BİLİNÇOLOG!…
Türk kurala NEDEN;
• İşine ve kolayına geldiği, YERDE,
• İşine ve kolayına geldiği, ZAMANDA,
• İşine ve kolayına geldiği, KADAR
U Y A R ?....
Matematiği, fiziği, kimyayı,

“PARA KAZANMAYI”
öğrenen TÜRK,
Kırmızıda durmayı,

“HAYATTA KALMAYI”
neden öğrenemez?
Bilinç Üniversitesi
Turgutreis- BODRUM
***
Su dolu bardağa zeytinyağı ilâve etmek için çalışmanın beyhude bir uğraş olduğunu geç de olsa anladım.
İnsanlar bardaklarını suyla doldurmuşlar…
Zeytinyağı koyuyorsun taşıyor…
Ne yapmalı ki, taşmasın? ***

Kurbağa pişirmenin tekniğini bilenler, köşeleri dönüyorlar, dünyayı yönetiyorlar. Bunu da anladım…
Yıllardır ders çalıştıktan sonra sınava girdim. Sordular?
Çok çalıştın. Ne olmak istiyorsun, yaz dediler.
Baktım herkes, mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog gibi şeyler yazıyor…

Ben de, “Bilinçolog” dedim…
Galip BARAN

27 Nisan 2010 Salı

HABER TÜRK
(Ana Sayfa) Hasan Çömlekçi
Arif Bey, Güney Amerika'yı Angus türü ineklerle keşfetti
Manisa, kurulduğu günden bu yana önemli bir kenttir. Ünlü isimler yetiştirdi.
Roma döneminde, İmparator lannes Ducas Vatatzes'in 30 yılı aşkın süre oturması sebebiyle Magnesia, Batı Anadolu'nun en önemli şehirlerinden biriydi. 1437-1595 yılları arasında Osmanlı şehzadelerinin saltanat tecrübesi kazandıkları siyasi merkez oldu.
II. Murad, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni, II. Selim, III. Murad, III. Mehmet ve I. Mustafa gibi daha sonra Osmanlı tahtına oturmuş padişahların da içinde olduğu 16 şehzade Manisa'da sancakbeyliği yaptı.
Cumhuriyet döneminde, ülke politikasına yön veren siyasetçiler yetiştirdi.
Meclis başkanı, bakanlar çıkardı.
Futbolda sükse yaptı..
Ekonomik açıdan da gücünü gösterdi..
TOBB'un yönetimine isimler verdi.
Girişimcileri de meşhurdur. Bunlardan biri de Arif Koşar..
Manisa Ticaret Borsası Başkanı.
Kente, üzüm borsasını kuran isim.
Futbol Federasyonu yönetim kurulu üyesi.
ANAP'ın Merkez İlçe eski başkanı.
Yani Manisa'nın tüm özelliklerini taşıyan biri.
Koşar ayrıca, Uruguay, ABD ve Arjantin'de yoğun olarak yetiştirilen angus cinsi inekleri Türkiye'ye getiren bir girişimci.
Arif Bey, Uruguay'a giderek incelemelerde bulundu, iki yıl önce deneme için 200 gebe hayvan alarak Manisa'ya getirdi.
Kısa zamanda iyi sonuç alarak damızlık hayvan sayısını bin 500'e çıkardı. 'Türkiye'de insanlara ucuz ve kaliteli et yedirmenin tek yolu bu hayvanlardan geçiyor" diyen Koşar'ı kutlamak gerek.
Kendisinden, başka projeler de bekliyoruz.
Bilinç Üniversitesi'nden mektup var
Bodrum ilçesinin Turgutreis beldesinde, bundan 20 yıl önce yakılan kıvılcımın lideri olan Galip Baran'ın mükemmel projeleri var.
3-5 emekli arkadaşıyla yola çıkan ve sanal alemde Bilinç Üniversitesi'ni kuran Galip Bey'in hedefini sizlere aktarmıştım.
Genelde 'Burası Türkiye' denilerek ifade edilen ve yüzümüzü kızartması gereken yasa-kural tanımazlığa karşı bir savaş içinde.
Türkiye'nin yaşadığı bu sorunun, 'yasa bağımlısı' sayısını çoğaltarak aşılabileceği görüşünü her ortamda dile getiriyor.
Bakanlara -özellikle Milli Eğitim Bakanı- mektup yazmaktan bıkmayan, mücadeleden yılmayan bir isim.
Kendileriyle ilgili yazımdan sonra defalarca aradı, mail yağmuruna tuttu, neler yaptığını anlattı. Aynen aktarıyorum:
"Sayın Nimet Çubukçu'ya yazdığımız mektupla ilgili değerlendirmeniz bir harikaydı.
Ciddiye alınmamızı sağlayacağı inancıyla yüzlerce fotokopi yaptırıp dağıttım...
Turgutreis Belediye Başkanı Mehmet Dinçberk'e kendisiyle işbirliği yapmak istediğimizi söyledik, randevu istedik.
'Yarın gelin' dedi.
Ertesi gün akşama kadar bekledik. Hala bekliyoruz.
Birkaç gün sonra, Bodrum Kaymakamlığı'na, ilk ve orta öğretim okullarında öğrencilere bilinç konusunda konferans vermek için yazınızın fotokopisini eklediğimiz bir dilekçeyle başvurduk.
Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü, konferans önerimizi sudan bahanelerle red etti.
Fazla yadırgamadık.
Yıllardır yaşadığımız sorunların son iki örneği bunlar...
Gazeteler her gün 'Burası Türkiye' haberleri ile dolu.
'Burası Türkiye' diyeceksin! Avrupa Birliği'ne girmek isteyeceksin!
Sarkozy, 'Hayır' deyince kızacaksın!
'Burası Fransa' diyen Fransız gördün mü sen?
'Burası Almanya' diyen Alman, 'Burası Yunanistan' diyen Yunanlı..
Uyan koca Türkiye uyan Türk, kurallara, neden işine ve kolayına geldiği yerde, işine ve kolayına geldiği zamanda ve işine ve kolayına geldiği kadar uyar?
Sorun bencillik, çözüm sencillik."
Benden aktarması.. Her şeyi devletten beklemeyen Galip Baran'ın projelerine lütfen biraz ilgi..
BİR USTADAN
Farkında olmalı insan...
Kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı. Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen... Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını...
Ve en sonunda bir metrekarelik yere nasıl sığmak zorunda
kalacağını fark etmeli.
Ömür dediğin üç gündür...
Dün geldi geçti, yarın meçhuldür...
O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür.
CAN YÜCEL
NE GÜZEL SÖYLEMİŞ
Nefsinin kölesi olduğunu idrak etmedikçe insan olamazsın.
ROMEN DIYOJEN
***
GÜNÜN SÖZÜ:
İnsanoğlunun yaşamakta olduğu sorunların, çekmekte olduğu ızdırapların tümü kendisinin bencil bir varlık oluşundan; Başkalarını değil yalnız kendisini düşünmesinden; Diğerkam bir varlık olamayışından kaynaklanmaktadır.
Haluk ALACA
Gsm: 0544 263 8018 İş: 0252 382 9687
E posta: Gunbatimi2@msn.com Sugar İnternet ve Bilgisayar

26 Nisan 2010 Pazartesi

Bilinç Üniversitesi "GÜNCEL HABER..."

TRAFİK TERÖRÜNE SON VERME
VE DEMOKRASİYİ TABANA YAYMA PROJE PROTOKOLU
'ÇORUM' UYGULAMA PROGRAMI
ÖN BİLGİ:
Bodrum’un Turgutreis Beldesinde 1989 yılında başlattığımız çöp toplama kampanyası, izleyen yıllarda, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yaşanmakta olan sorunları önlemeyi öngören projelere dönüştü. İnsanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız, yaşam biçimimizde devrim niteliğinde değişikliklere yol açan, bizleri bilinçlendiren, kendimizi tanıma sürecini başlatan bu çalışmalarda, çöp toplamağa başladığımızda öngördüğümüz hedefi aştık:
“Çevre bilgimiz”in çevreyi kirletmemizi, “trafik bilgimiz”in trafik kurallarını çiğnememizi, “vergi bilgimiz”in vergi kaçırmamızı, “tasarruf bilgimiz”in israfı, “yasa bilgimiz”in yolsuzluk yapmamızı önlemediği ve “İklim değişikliği”nin “Bilgi Çağı”nda gerçekleştiği dikkate alındığında, “Bilinç Çağı”nın anlamı ve Bilinç Üniversitesi’nin işlevi kendiliğinden ortaya çıkar…
1996 yılında, Bodrum’da, yayalarla ilgili trafik ışığıyla donatılmış kavşaklarda “Kırmızıda duralım, kurallara uyalım” sloganıyla bir kampanya başlattık. Toplu yaşamda özgürlüklerin özgürlüklerle sınırlı olduğu anlayışından hareketle ve kırmızı ışıkta durmanın yeşil ışıkta geçme hakkı olana saygı anlamına geldiği gerçeğini dikkate alarak bu kampanyayı uyguladığımız kavşakları “demokrasi dershanesi” ve bu kampanyada geliştirdiğimiz uygulamayı, “Trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma projesi” olarak tanımladık. Sözü edilen proje ve uygulama protokolu aşağıdadır.
Çocuklarımıza “trafik bilinci”, ”demokrasi kültürü” ve “özgüven” yanında “diğerkam kişilik” kazandıracağına, “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsemelerini sağlayacağına inandığımız bu projenin, ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulmasını öneriyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda başlatılan “Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri” projesi ile birlikte uygulanabilecek olan bu projenin, uygulayan okula, geçen yıl Mart ayında başlatılan “Trafik Okulu” bayrağı ve “Trafik Okulu” sertifikası kazandıracağını düşünüyoruz…
PROJE
Uygulama yeri : Yayalarla ilgili trafik ışık ve işaretleriyle donatılmış kavşaklar.
Örnek kural : Trafik Yasası’nın yayalarla ilgili kırmızı ışık kuralı “örnek kural” olarak seçilmiştir.
Uygulama : Projede yer alan öğrenciler, kırmızı ışıkta geçmeğe kalkışan yayaları “sosyal yaptırım” olarak bilinen (kırmızıda geçeni, anında, yüzüne karşı, utanmaktan başka tepki göstermeyecek şekilde uyarmayı öngören) yöntemle uyarırlar. Uyardıkları yayalara, kendilerinin de başka yayaları aynı yöntemle uyarmalarını önerirler.
Uygulama süresi : Toplumun projenin uygulandığı il, ilçe ya da beldede, Trafik Yasası’nın yayalarla ilgili kırmızı ışık kuralına uyma alışkanlığı görülür şekilde arttığında, yasanın bu kurala uymayanlar için öngördüğü cezanın uygulanması süreci başlatılır.
Galip BARAN ... &... İsmet SEYHAN
TEL: (0252) 382 34 77, (0535) 844 84 76

0364 226 76 77, 0356 658 44 99
E-posta: galipbaran@ttmail.com ismet_seyhan@hotmail.com
(1) : Bilinç Üniversitesi’nin işlevi: “Bilgi Çağı” üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mühendis, mimar, doktor, psikolog vb meslek mensuplar.
PROTOKOLUN KATILIMCILARI VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ:
Bilinç Üniversitesi :
Projeyi, devletin trafikten sorumlu kuruluşlarının ve diğer katılımcıların verecekleri destek ve gösterecekleri işbirliği anlayışı içinde yürütür.
Çorum Valiliği : Devletin trafik hizmetinden sorumlu kuruluşlarının bu projeye, verecekleri desteğin en üst düzeyde gerçekleşmesini sağlar.
Çorum Belediyesi : Projenin uygulanacağı kavşağın ya da kavşakların eksiklerini giderir (nizami hale getirir). Projeyle ilgili pankart, yazı ve benzeri araçların kentin belli başlı yerlerinde sergilenmesi konusunda yardımcı olur.
İl Emniyet Müdürlüğü : Emniyet Müdürlüğünün vereceği destek, uygulamada yer alacak görevlilerle birlikte hazırlanacak (protokole eklenecek) bir programla belirlenir.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü : Milli Eğitim Müdürlüğü’nün vereceği destek, bu çalışmada yer alacak okulların rehber öğretmenleriyle birlikte hazırlanacak (protokole eklenecek) bir programla belirlenir. (PROGRAM önerisi eklidir)
Hitit Üniversitesi :Üniversitenin sosyal sorumluluk projesine katkısı ilgili rektörlüğün projenin etkin kullanabilirliği üzerine gözlem ve sonuç verilerinin bilimselleştirilmesi (uygulamanın alışkanlık kazandırmadaki etkin rolü) projenin yaygınlaştırılmasında önemli fayda sağlayacaktır.
Müftülük : Müftülüğün, bu projenin anlam ve önemini camilerde halka anlatma, ilgili duyuru ve yazılı açıklamaları asma gibi konularda yardımcı olması beklenmektedir.
Şoförler ve Otomobilciler Odası: Oda’nın, bu projenin amacını oda üyelerine anlatma ve Federasyona duyurma ve ilgili çağrı, duyuru ve yazılı açıklamaların oda üyelerinin araçlarına asma gibi konularda yardımcı olması beklenmektedir.
Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve kişiler: Trafik sorunuyla ilgilenen STK ya da duyarlı kişilerin bu projenin uygulamasında yer alarak katkıda bulunmaları beklenmektedir.
KATILIMCI ADI İMZASI
BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ:..............
ÇORUM Valiliği : ......................................
ÇORUM Belediyesi : ……………………......
İl Emniyet Müdürlüğü : ..........................
İl Milli Eğitim Müdürlüğü : ……………….
Hitit Üniversitesi : ………………………...
Müftülük : ......................................... .......
Şoförler ve Otomobilciler Odası : ...........
STK’lar ve bireyler (varsa) : ...................
OKULLAR İÇİN PROGRAM (ÖNERİ)
A. OKUL İÇİ ETKİNLİKLER:
(a) İLK ÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ
* Kavşaklarda yapılan uygulamayı rehber öğretmenlerin gözetiminde izlerler.
* Gözlemlerini sözlü, yazılı ya da çizili olarak ifade ederler. Yazılı ya da çizili ifadelerini ve okullarda/sınıflarda düzenleyecekleri trafik köşesi panolarına asarlar.
* Rehber öğretmenler yardımıyla oyunlar hazırlarlar, sahneye koyarlar.
(b) ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ
* Öğrenciler, uygulamasında rehber öğretmenler eşliğinde yer alacakları projeyi okulda aralarında tartışırlar. Kendilerini uygulamanın sorumluluğunu üstlenecek şekilde geliştirirler.
* Trafik örneğinden yola çıkarak ülkenin diğer sorunlarıyla ilgili projeler üretirler..
* Aynı şekilde, oyunlar hazırlayıp, sahneye koyarlar.
B. OKUL DIŞI ETKİNLİKLER
(a) İLK ÖĞRETİM:
Bu öğrenciler;
* Orta öğretim okulu öğrencilerinin yer alacakları uygulamaları, rehber öğretmenler gözetiminde yetinirler.
(b) ORTA ÖĞRETİM: Bu öğrenciler;
* Güvenlik önlemlerinin alındığı kavşaklarda yapılacak çalışmalarda rehber öğretmenler eşliği ve gözetiminde yer alırlar.
* Basınla iletişim kurarlar, uygulamayı izleyen halkla konuşurlar, anket yaparlar.
* Düzenleyecekleri öğrenci kongrelerinde, edindikleri birikimle ilgili sunuşlar yaparlar.

20 Nisan 2010 Salı

ÇORUM KENTİMİZDE
TRAFİK SORUNLARI VE ÇÖZÜMLERİ
Trafik Nedir? İnsanların, hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki hal ve hareketleridir. İlgili tarafların hak ve sorumlulukları yasalarla belirlenmiştir.
Yaya Nedir? Araçlarda bulunmayan, karayolunda hareketsiz veya hareket halinde bulunan insandır. Hak ve sorumlulukları yasalarla belirlenmiştir. Kent yaşamının gerçek sahipleri yayalardır. Yayalık insanlar arası iletişimi artırıp kentsel kültüre katkıda bulunduğu için desteklenmeli ve özendirilmelidir.
Karşıdan Karşıya Nerelerden Geçilir?
1. Alt geçitlerden
2. Üst geçitlerden
3. Yaya geçitlerinden
4. Okul geçitlerinden
5. Trafik polisinin bulunduğu yerlerden
6. Trafik ışıklarının bulunduğu yerlerden
7. Sayılanların hiçbirisi yoksa köşe başlarından geçilmelidir. Çünkü hangi yoldan gelirse gelsin tüm araçları rahatlıkla görebilirsiniz.
Şu an trafik ölümlerinde dünya birincisi olmanın ötesinde yaya ölümleri ki %70 olmasına rağmen tekil ölüm olduğu için gündeme gelmiyor, şehir içi trafik ölümlerinde de dünya rekoru kırmış bulunuyoruz.
Kentimizdeki Uygulamalar: Çağdaş uygarlık düzeyini yakalamayı amaç edinmiş bir millet olarak kentsel yaşam koşullarındaki en temel hak, kamusal alanların başında gelen kaldırımlarımız; kullanım amaçları gereği, yayaların günlük ihtiyaçlarını trafikte tehlike yaratmayacak, güvenli ve sağlıklı bir şekilde giderebilme yerleridir. Oysa kentimizde yaya kaldırımları yayalardan çok, cadde ve sokak esnafları ve seyyar satıcıları tezgâhı gibi, araç park yerleri gibi, Tedaş ve Telekom direkleri veya trafo, santral, pano koyma yeri gibi, çaycı ve kahvecilerin masa ve sandalye yeri gibi, belediyenin malzeme yeri gibi, belediye çöp varilleri koyma yeri gibi, belediye otobüsleri için uygunsuz ve kullanışsız durak yerleri gibi asıl amaçları dışında kullanılmaktadır.
Karşıdan Karşıya Geçişler: Kentimizde yayalar düşünülerek hazırlanmış veya işaretlenmiş yay geçitlerinin birçoğu trafik kurallarına uygun olarak yapılmamıştır. Sinyalizasyon ışık sistemiyle donatılmış kavşaklarda yaya yolunu gösterir zemin işaretlerinin dışında onu tamamlayıcı ve destekleyici yayalara yol hakkı veren hiçbir sinyalizasyon ışık sistemi nizami olarak çalışmamaktadır. Yayalar karşıdan karşıya geçişlerde kendilerince kurallar koyarak ya da hiç kuralsız canları pahasına bildikleri gibi geçmektedir. Kentimizde ne trafik zabıtaları nede trafikten sorumlu emniyet yetkilileri yayalarla ilgili, trafik kurallarına alıştırma, bilgi edindirme, uyarma, uydurma ve uygulatma gibi hiçbir eğitici çalışma uygulanmamaktadır.
Gazi ve İnönü caddelerinde kazalara davetiye çıkartırcasına her 10 ya da 20 metrede kimi yerde cadde üzerine zemine yaya geçit işaretleri boyanarak kurallara uygun hiçbir trafik uyarı işareti olmaksızın yayalarımız bile bile yetkililerce kendi kaderlerine teşvik edilmektedirler. Zaman zaman trafik karmaşası yaratan bu kuralsız uygulamayla insanlarımızın trafikte kurallara uyma alışkanlığı bilincinin kazanılması engellenmektedir. Trafikte kuralların yaygınlaştırılması aynı zamanda trafikte birbirimize hoşgörü gösterebilmemizi ve birbirimizin trafikte kural hakkına saygı gösterebilmemizi geçekleştirecek ve böylece toplumsal ihtiyacımız olan tabanda demokrasiyi özümseyecektir.
Trafikte en çok kullanılan ve ana ilkelerini vurgulaya "trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım" sloganı kentimiz trafik görevlilerince sadece araçlar için uygulamaktadır. Oysa yasalar bir bütün olarak düşünülmeli, yayalarla ilgili kısmı da göz önünde bulundurulmalıdır. Anadolu’nun çağdaş uygarlıkta öncü şehir olabilmede etkin olan etmenlerin en önemlilerinden biri o şehirde yaşayanların trafik kurallarına olan alışkanlıklarının yerleşikliğidir.
Kentimizde şehir içi trafiğinin rahatlatılması adına düşünülen uygulamalar tam aksine trafik karmaşası yaratmaktadır. Şöyle ki;
Yeniyol mahallesi kulaksız cami etrafında bazı yollar tek yönlü olarak işaretlenmiş ya da her iki yöne de açık olarak kullanılmakta olan zaten dar olan sokaklar(sel sokak gibi)park eden arabalarca kullanımı engellenmekte, kentin birçok yeri gibi bu bölgedeki sokaklar açık otoparkı olarak kullanılmasına göz yumulmaktadır. Özellikle sel sokağı boyunca park eden araçlar o sokağı tamamen kullanılamaz hale getirmiştir. Asıl vahim olanı hiç bir yetkilinin bu kuraldışı uygulamayla ilgili hiçbir çaba sarf etmemesi, hiçbir girişimde bulunmamasıdır.
Kentimizde mevcut olan ve her geçen gün yenisi eklenen, aslında her modern kente olması gereken, şehir içi trafiği düzenleyici olarak tasarlanan, sinyalizasyon ışıklı kavşaklar maalesef trafik kurallarına uygun olan nizami şekliyle çalışmamaktadır. Genelinde hem araçlara hem yayalara sarı ya da kırmızı ışık yanıp sönmekte, ışıkların dönüşümlü olarak yanıp söndüğü kavşaklarda ise bir sürü aksaklık bulunmaktadır. Genellikle ya yayalar önemsenmemekte ya da sağa ve sola dönüşler trafik kurallarına uygun olarak nizami haliyle ayarlanmamıştır. Trafik görevlilerinin görev yaptığı kavşaklarda araçlar ve yayalar kırmızı ışık kuralı ihlal etmelerine özellikle yayaların sürekli kural ihlali yapmalarına rağmen hiçbir yaya veya sürücü uyarılmamaktadır. Yaya olarak kural tanımayan aracına bindiğinde aynı kural tanımazlığı alışkanlık haline dönüştürmektedir.
Çözüm:
1. Kent merkezinde yoğunluk olarak en fazla kullanılan bir yaya geçit yeri trafik kurallarına uygun nizami hale getirilerek örnek bir uygulamayla sivil tolum kuruluşlarınca ya da resmi görevlilerce desteklenerek trafik kurallarına alışma-alıştırma uygulaması yapılmalı.(Biz habitat olarak severek böyle bir katkı sağlayabiliriz.)
2. Bütün sinyalizasyon ışıklı kavşaklar tekrar elden geçirilerek trafik kurallarına uygun nizami hale getirilmeli.
3. Sinyalizasyonlu kavşaklarda özellikle yayalarla ilgili trafik kuralları uygulanmalı ve uymayan yayalar uyarılmalı.
4. Gazi ve İnönü Caddesi boyunca sık ve kuralsız olan yaya geçitleri nizami hale getirilmeli.
5. Kısmen kısıtlamalar getirilen(trafiğe kapatma, tekyön ve çift yön) uygulamalar uzmanlarca tekrar değerlendirilmeli.
6. Yaya kaldırımları maksatları dışında kullanılmamalı, kullananlar teşvik edilmemeli aksine yaptırımlar uygulanmalı.(Belediye işgaliye alarak teşvik etmektedir).
7. Trafik kuralları bir bütün olarak ele alınmalı, her sürücünün bir yaya, her yayanın da bir sürücü olduğu, görevlilerce bilinmeli. Kuralları ihlal edenlerin uyarılmamaları kural tanınamazlığı yaygınlaştırmaktadır.
8. Kentsel yaşam gereği trafikle ilgili alınan kararlar ve polisler, yayaların haklarını da korumak ve kollamamak ve gözetmek zorundadır.
9. Ülkemizde ortalama kişi başına düşen en fazla araç sıralamasında ilk sıralarda yer alan kentimizde, çağdaş kent seviyesinin yakalanabilmesi, araçları kent içi trafikte kurallara uygun kullanılmasıyla ve park edilmesiyle mümkün olabilir.
10. Bu nedenlerle her araç sürücüsünün kurallara uyum, öğretme, adaptasyon ve alışkanlık kazandırma gibi trafik bilinci edindirici çalışmalar yapılmalı, cezai yaptırımlar en son olarak düşünülmelidir.
Saygılarımla...
İsmet SEYHAN

Bilinç Üniversitesi; Habitat Trafik Kozası; ÇORUM