17 Kasım 2011 Perşembe

SAYIN ASLAN BULUT'A

DEVLETİN ÜST DÜZEY YETKİLİLERİNİN CUMHURİYET İÇİN KENDİLERİNİ ZORLAYARAK YA DA BİRİLERİNE HAZIRLATARAK SÖYLEDİKLERİNİ/YAZDIKLARINI BİR TARAFA KOYALIM VE KENDİMİZE:
 
CUMHURİYET'İN İLMEN, FENNEN, BEDENEN KUVVETLİ VE YÜKSEK SECİYELİ MUHAFIZI OLUP OLAMADIĞIMIZI SORALIM...
 
CUMHURİYET'İ İLELEBET YAŞATACAK BU SÖZ LAFTA KALMASAYDI...
 
SAYIN BULUT YAZISINDA VATAN VE MİLLET SÖZCÜKLERİNİ KULLANMIŞ.
 
BU SÖZCÜKLER ATATÜRK'ÜN M. E. BAKANLARINDAN DR. REŞİT GALİB'İN MÜELLİFİ OLDUĞU ANDIMIZ'DA YER ALAN "YURDU VE MİLLETİ ÖZDEN ÇOK SEVME İLKESİ"SİNİ HATIRLATIYOR...
 
O İLKEYİ ÖZÜMSEYEBİLSEYDİK, CUMHURİYET'İ  İLELEBET YAŞATACAK MUHAFIZLAR OLMAYI BAŞARABİLİRDİK.
 
BU KADARLA KALMAZ; (A)"BİLGİ ÇAĞI"NI AŞARDIK., (B)"BİLİNÇ ÇAĞI"NI İDRAK EDERDİK ,(C)"BİLGİ ÇAĞI"NDA ÇUVALLAMIŞ OLAN "MUASIR MEDENİYET"İ AŞARDIK...
 
ŞU VAR Kİ, İNSAN BENCİL (HODKÂM) BİR VARLIKTIR VE BENCİL (HODKÂM) BİR VARLIK, "YURDU VE MİLLETİ" , "ÇOKU" ŞÖYLE DURSUN, "ÖZÜ KADAR" BİLE SEVEMEZ...
 
ANCAK, BENCİLLİK (HODKÂMLIK) KADER DEĞİLDİR. KURTULABİLİR VE SENCİL (DİĞERKÂM) BİR VARLIK OLABİLİR İNSAN. 
 
BEN, BUNU BAŞARABİLENLERDEN BİRİSİ OLARAK; "NE MUTLU YURDU VE MİLLETİ ÖZDEN ÇOK SEVME İLKESİ'Nİ ÖZÜMSEYEBİLENE"..DİYORUM...
 
DEVLETİN ÜST DÜZEY YETKİLİLERİNİN CUMHURİYET İÇİN KENDİLERİNİ ZORLAYARAK BİRİLERİNE HAZIRLATARAK SÖYLEDİKLERİ/YAZDIKLARI; SÖZÜ EDİLEN İLKEYİ ÖZÜMSEMEMİZİ ÖNLEYEMEZ/ENGELLEYEMEZ...
 
VARSIN O ÜST DÜZEY YETKİLİLER FİLDİŞİ KULELERİNDE OTURADURSUNLAR, UYUYADURSUNLAR...
 
"HER ŞEYİ DEVLETTEN (UYUYANLARDAN) BEKLEMEK" ABESLE İŞTİGALDİR BENCE? 
 
YUKARIDA SÖZÜ EDİLEN İLKENİN NASIL ÖZÜMSENEBİLECEĞİNİ AÇIKLAMA SORUMLULUĞU SAYIN MUSTAFA NEVRUZ SINACI'NINDIR...
 
GALİP BARAN

From: Mustafa Nevruz SINACI   Sent: Wednesday, November 16, 2011 5:13 PM   To: galipbaran.wlw
Subject: MESELÂ!..............FW: Arslan BULUT ( Atatürk'ün ruhu ve TSK'nın durumu ! )

 Atatürk'ün ruhu ve TSK'nın durumu!
arslanbulut
Arslan BULUT
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
YENİÇAĞ - 10 Kasım 2011
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 73. yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda  “Atatürk’ün, önderlik ettiği istiklal mücadelesiyle vatanın kurtarılmasını sağlarken, kurduğu Cumhuriyetle de Türk milletinin kendi devletinin sahibi olmasını ve özgüveni yüksek bir millet olarak yücelmesinin yolunu açtığını”  kaydetti.
Gül, Atatürk’ün, tüm dünyanın saygısını kazandığını ifade ederek, insanlığın bugün de Atatürk’ün eserine ve mücadelesine hayranlık duyduğunu belirtti.
O halde bugünün sorumlusu Gül’e sormak gerekir; o özgüven bugün ne haldedir ve bütün dünyanın saygı duyduğu Atatürk’ün eserini siz ne hale getirdiniz?
Atatürk ilkeleri, Milli Eğitim’den hatta Atatürk’ün kurduğu Dil ve Tarih Kurumu gibi kurumların ilkeleri olmaktan çıkarılmadı mı?
Atatürk’ün özgüven kazandırdığı milletin adının Anayasa’dan çıkarılması bile gündemde değil midir?
Kimin sayesinde?
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın İnternet sitesinde halen yayında olan bir resmi açıklamada,  “Yetiştirdiğimiz devlet başkanları ve başbakanlar”  listesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı da var. Hayat hikayesinde ise aldığı bursun adından  “Milli Kültür Vakfı bursu”  diye bahsediliyor.
Yani Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın gizli bursu, Türkiye’de Milli Kültür Vakfı bursu adıyla verilmiş ki cumhur uyanmasın!
***
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise  “Atatürk, yüklendiği tarihsel görev ve sorumlulukla 250 yıllık bir geri çekilişin önünü kesmiş ve Türk milletinin ufkunu aydınlatmıştır”  dedi.
Çiçek’in başlattığı Yeni Anayasa girişimi, Atatürk’ün kurduğu devletin kuruluş felsefesinin ortadan kaldırılması dayatmasının sonucu değil mi?
250 yıllık geri çekilişi durduran adamın ilkelerini ortadan kaldırmak isteyenlere kim fırsat veriyor?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da  “Atatürk’ü anmak; cumhuriyete, demokrasiye, özgürlüklere, bağımsızlığa ve kimsesizlere bugün her günden daha fazla sahip çıkmak demektir” diye konuştu.
Evet ama, engellenmezse, Cumhuriyetin cenaze töreni olacak Yeni Anayasa girişimine CHP ve MHP’nin katılımını nasıl izah edeceğiz?
***
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel,  “O, sadece vatanı kurtarmak emeli ile uğraşmamış, vatan toprakları üzerinde yaşayan milletin ruhunda devrim yaparak sönmez bir azim ve irade ile ebedî barış ve çağdaş bir hayat ateşi yaratmıştır”  dedi.
Peki ne oldu o ruh?
50’den fazla generali, 300’e yakın subay astsubayı tutuklu bulunan ordunun ruhu ne durumdadır?
O ruhun adı kuruluş felsefesidir!
Ama o felsefe Yeni Anayasa tartışmalarına kurban edilmiştir. Özel,  “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelelerle dolu hayatı, düşünceleri ve gelecek nesillere emanet olarak bıraktığı idealleri, bizlere tarihi bir görev yüklemektedir. Bu görev; Anayasamızda ifadesini bulan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatmak ve onun ideallerini gerçekleştirerek gelecek kuşaklara devretmektir”  diyor.
Özel’in görev tanımı eksik!
Suat İlhan’ın belirttiği gibi “Atatürkçülük; tam bağımsızlık, millet egemenliği, hukukun üstünlüğü ve ulus devlet genel ilkelerine dayanır.”
Bugün tam bağımsızlık mı vardır, tam bağımlılık mı? Millet mi egemendir, cemaatler mi? Hukuk mu üstündür, bir zümrenin yargısı mı? Ayrıca ulus devletin ekonomik, sosyal ve kültürel dayanakları ortadan kaldırılırken siz neredeydiniz?
Şu anda, Türkiye Cumhuriyeti’nin sona ermesi için sadece kuruluş felsefesini Anayasa’dan çıkarmak adımı kalmıştır. Yani cumhuriyet fiilen ve resmen tasfiye edilmiştir... Ortada Cumhuriyet mi kaldı ki koruyacaksınız? Kutlamalar bile, deprem gerekçesiyle ama sizin onayınızla yasaklandı.
***
Gelin hep birlikte büyük Türk şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın cumhuriyetin 75. yılında yazdığı şiirin bir kıtasını içtenlikle tekrarlayalım:
 “Atatürk’ün çizgisi bulur kendini bizde
Biçimlenir evrensel bir görev içimizde
Genç olmak Asya boylu dev yürekli genç olmak
Yurda adanmış olmak ulusa güvenç olmak.”