22 Eylül 2010 Çarşamba

yasa bağımlısı "GALİP BARAN" için yazılanlar ve söylenenler: 22.09.2010

Sayın Galip Baran, 17. 05. 1995
Geri dönüşüm”e hazırlık amaçlı kağıt toplama çalışmalarınızda istediğiniz başarıya ulaşamayışınızın, belediyeden beklediğiniz desteği alamamış oluşunuzdan kaynaklandığı anlaşılıyor. Her şeye rağmen, öncü ve örnek davranışınızı sürdürüyorsanız bu bir başarıdır ve takdire lâyıktır.
Prof. Dr. Kriton Curi / Müdür / Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü
***
“Tek kişilik ordu” 13. 06. 1996
HABİTAT’ın en yalnız sivil örgütü Turgutreis Gönüllüleri idi. Galip Baran’ın tek başına sürdürdüğü mücadele, aslında Türkiye’deki tüm emeklileri ilgilendiriyor.
Milliyet / Ayça Atikoğlu
***
“Turguteis’te yerel HABİTAT” 15. 07. 1996
Galip Baran, İstanbul’da gerçekleştirilen HABİTAT II’nin ardından, Turgutreis’te bir Yerel HABİTAT süreci başlattı.
Cumhuriyet
***
Sayın Galip Baran, 15. 09. 1997
“Kırmızıda Duralım Kurallara Uyalım” şeklinde veciz bir ifadeyle başlattığınız kampanya için sizi kutlarız. Bu çalışmanızın, Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanı Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şevket Ayaz tarafından da takdir edildiğinizi bilmenizi rica ederiz. Sizinle işbirliği yapmaya hazır olduğumuzu bilginize sunar, başarılar dileriz.
Hitay Güner / Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Genel Başkanı
***
Sayın Galip BARAN 27. 10. 1997
Siz bu toplantıya davet etmemizin nedeni; trafik sorununa karşı duyarlık gösteren nadir kişilerden biri olmanızdır.
Zeynep Onat Öz / Beyaz Nokta Vakfı / Halkla İlişkiler Koordinatörü
***
“Her kavşağa bir Galip” 16. 12. 1997
Galip Baran, “Kırmızıda duralım kurallara uyalım” yazılı tabelâ ile kavşakları dolaşıp, yayaları uyarıyor.
Sabah
***
“Dünyanın en zor işini yapıyorsun: insanla uğraşıyorsun”. 12. 03. 1998
Oktay Alpin / Bodrum HABİTAT Spor Kozası Kolaylaştırıcısı, Gençlik ve Yerel Siyaset Kozaları Katılımcısı
“Kırmızı ışık eylemcisine gözaltı” 22. 04. 1998
Taksim Meydan’ında trafik işaretlerine uyulması için elindeki dövizle vatandaşları uyarma eylemi yapan Galip Baran, polisçe gözaltına alındı.
Milliyet
***
“Galip Dede’yi görün utanın” 10. 05. 1998
Ey ahali, duyduk duymadık demeyin, Galip Dede devletin yapamadığını yapmaya soyundu. Onu kimi deli, kimi de dikkat çekmek isteyen biri zanneti.
***
“Ankara’da bir Bodrumlu” 18. 09. 1998
Bodrum’un trafik gönüllüsü Galip Baran, Ankara’nın sokaklarındaydı. O, kırmızıda durmanın ne demek olduğunu anlatmak için yollara düştü. Onun için kırmızıda durmak, toplumsal yaşamdaki tüm çarpıklıklara, kuralsızlıklara da karşı durmak.
Tülin SELVİ / Günlük Haber- Ankara
***
29. 09. 1998
Bodrum İlçesi Turgutreis Beldesinde ikamet eden Galip BARAN, ülkemiz gündemindeki yerini halen koruyan trafik kazalarının, en aza indirilmesi için çalışmalar yapmaktadır.
Çalışmalarında Sayın BARAN’a yardımcı olunmasını rica ederim
M. Sabri Kanlıkavak / Emniyet Genel Müdür Yrd.
***
“Kırmızıda Duran Adam” 16. 01. 1999
Kırmızı ışıkta durmayı “yolun durumuna göre” ayarlayanlardansanız, bu yazı tam size göre. Ama bu yazıyı okuduktan sonra da eski alışkanlığınızı sürdürecekseniz, okumakla hiç vakit kaybetmemenizi öneririz!
Tülin Selvi/ Günlük Haber- Ankara ***
Bodrum HABİTAT’ın renkli siması sayın Galip Baran’ı saygıyla anıyorum. Öyle başarılı insanlarımız vardır ki; biz onlara “isimsiz kahramanlar” diyoruz. İşte o insanlarımızdan birisi de, HABİTAT bağımlısı Galip Baran’dır.
Galip Baran kimi zaman izmarit toplardı. Tıpkı Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl’un, evinin önünü süpürdüğü gibi. Galip Baran da Almanya Başbakanı Helmut Kohl gibi örnek bir insandı. Galip bey kırmızı ışıkta durur ve beklerdi. Gerçek anlamda iyi bir insan, “iyi bir vatandaş’tı’. Onun felsefesi farklıydı. “Herkes vatandaş olur, ama yurttaş olamaz” derdi. Dilerim; ülkede ve dünyada Galip Baranlar artsın. İşte o zaman dünya yaşanabilir hale gelecektir.
Gülveren Ertek Nasman: ( “İşte Hayat” ; Say Dağ. Kültür Bakanlığı ISBN 975.97102-0-X )
***
“Toplumun önde gelen sorunu bananecilik” 23. 03. 1999
Bodrum HABİTAT Trafik Kozası Kolaylaştırıcısı Galip Baran, trafik sorunundan yola çıkarak “toplu yaşam ahlakı” oluşturmayı hedef alıyor. Baran, uygun yöntemle üzerine gidildiği takdirde bananeciliğin hakkından kolayca gelinebileceğini söylüyor.
Cumhuriyet
***
“ Yayalar Kırmızıya dikkat! “ 31. 03. 2001
Kızılay’da yayaların kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçişini farklı bir yöntemle engelleyen Galip Baran, Kızılay trafiğinin düzeninde polislere yardımcı oluyor.
Ankara Haber
***
“Eylem Dede’den kurtuluş formülü” 12. 07. 2001
Trafik canavarına dikkat çekmek için Bodrum’dan Ankara’ya yürüyen Galip Baran ekonomik krize çözüm amacıyla bir kampanya başlattı. Bu talebini Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer’e bir dilekçeyle ileten 69 yaşındaki Eylem Dede, İstanbul Ataköy’deki dairesinin yıllık kirasını devlete bağışlama kararı aldı.
Milliyet
***
BİR AÇIK MEKTUP
Sayın Galip Baran’ı çok geniş bir kitle tanır ve sever. Bir zamanlar Anadolu Gazetelerinin birinde ona milli kahraman denildiğini okumuş ve hala özenle sakladığım makalenin yazarına yürekten hak vermiştim. Galip Baran bir milli bir kahramandır. Kendisini yürekten kutluyorum. O milletin neye ihtiyaç duyduğunu çok iyi biliyor. Bu bilinçle ve inançla mücadele veriyor. Diyanet İşleri Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı onu dinlemeli. Zira Galip Baran haklıdır. Devlet onun dediklerini yapsa, milletin hali pür melali böyle olmaz. Dilerim çalışmaları örnek alınır.
Melahat Yılmaz, Antakya - Hatay./ www.turkcelil.com
***
22. 11. 2001
Galip Baran’ın “Türkiye’yi dış borç yükünden kurtarma kampanyası“ başlatma ve bu kampanya için “gönüllü vergi” verme başvurusu değerlendirilmiştir. Böyle bir kampanya için “yasal düzenleme” yapılması gerekmektedir.
M. Ferhat Emil / Hazine Müsteşarlı / Müsteşar Yrd.
***
Sayın Galip Baran 18. 02. 2002
İrade ve yorulmaz gayretlerinize hayranım. “Türkiye’yi Dış Borç Yükünden Kurtarma” raporunuz da aldım. Teklifleriniz ciddiyetle değerlendirilecek niteliktedir. Teşekkürlerimi ve en iyi dileklerimi saygılarımla sunarım.
Dr. Agâh Oktay Güner, eski Sanayii ve Ticaret Bakanı
***
(7 Temmuz 2002 günü İstanbul’da İstiklâl caddesinde izmarit toplayan Galip Baran’ı gören Maura Riting, Baran’a hediye ettiği kitabın iç kapağına şöyle bir not düştü)
To Galip, 7 th July 2002
To a great person I just met now in Beyoğlu, doing a wonderfull job for a wonderfull city. I wish there were more like you in the country and the world. May your days be full of sunshine and your nights full of moon shine. Good luck and a big thank you.
Maura Riting
( ÇEVİRİSİ )
Şu anda, İstanbul-Beyoğlu’nda, mükemmel bir şehirde, mükemmel bir iş yaparken tanıştığım Galib’e. Keşke bu ülkede ve bu dünyada senin gibiler daha fazla olsaydı. Günlerin, güneş ışığı ve gecelerin, ay ışığı ile dolsun. İyi şanslar ve büyük bir teşekkür.
***
Sayın Galip Baran, 30. 07. 2002
Gazetelerde haberiniz çıkarsa göndereceğime söz vermiştim. Ne yazık ki Bursa’daki gazetelerde haberiniz çıkmamış. Zaten bütün uğraşılarınıza rağmen Orhangazi Park’ında basın açıklaması yapmanıza izin vermediler. Bununla beraber, İnegöl’de Emniyet ve basından hak ettiğiniz ilgi ve yardımı görmüş olmalısınız ki, Bursa’nın 3 yerel gazetesinde de haberiniz çıkmış.
Takdire layık çabalarınızın gerekli yerlere ulaşmasını ve örnek alınmasını dilerim. Türkiye’nin değişmesinin şikayet etmekten öte, duyarlığını sizin gibi tepkilerle ortaya koyan insanların çoğalmasına bağlı olduğunu düşünüyorum. Sizin eyleminizi AB’ye girmeye çalışan ülkemizde kafasında ve tavrında çoktan AB’li olmuş bir vatandaşın tavrı olarak görüyorum.
Sizi tanıdığıma çok memnun oldum, Galip Bey.
Esin Güniçen / Bursa Yerel Gündem 21 / Halkla İlişkiler
***
“Trafik Dede’ye teşekkür belgesi” 30. 08. 2002
Kaymakam Cumhur Güven Taşbaşı, Galip Baran’a teşekkür belgesi verdi. “Bıkıp usanmadan sürdürdüğü çalışmalara destek vermeyi sürdüreceğiz. Onun çabaları herkese örnek olmalı” dedi. Hürriyet
Sezer Şahindaş / Bodrum –DHA
***
7. 02. 2003
İlgi dilekçenizde mevcut binanıza açık balkonunuzu kapalı hale getirmek suretiyle yapmış olduğunuz eklentinin inşaat emsalini aşıp aşmadığının, bu imalatın yasal hale getirilip getirilemeyeceğinin bildirilmesi istenmektedir.Yapılan inceleme sözü edilen eklentinin inşaat emsalini aşmadığını göstermiştir. Bu konuyla ilgili başvurunuz örnek bir vatandaş olduğunuzu göstermektedir.
A. Server Yazgan / Turgutreis Belediye Başkanı
***
“Galip Baran’ı sırtımızda taşımamız lazım” 7. 05. 2003
Süleyman Oğuz / Eski İzmir Emniyet Müdür Yrd.
***
Sayın Galip Baran 4. 06. 2003
Türkiye’nin dış borç yükünden kurtarılmasına yönelik değerli görüş ve önerilerinizi bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
Ali Babacan / Devlet Bakanı
***
Sayın Galip Baran 10. 03. 2004
İlgi dilekçeniz ekinde gönderdiğiniz projeleriniz program geliştirme çalışmalarında değerlendirilmek üzere ilgili komisyonlara verilmiştir.
Sami Önal / Bakan a. / Eğitim-Öğretim ve Program Dairesi Başkan V.
***
Sayın Galip Baran 22. 03. 2004
Gönüllü olarak üstlendiğiniz kutsal görevleriniz arasına Turgutreis Belediye Başkanlığı adaylığını da eklemeniz, bana “Sen yanmasan, ben yanmasam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” dizelerini hatırlattı.
Nuri Çetin Kaya / Çanakkale
***
“İzmarit Savaşçıları” 28. 07. 2004
Bodrum’dan Konya’ya gelen 72 yaşındaki Galip Baran “Trafik ve çevre sorunlarını halk üretiyorsa, halk kendisi çözmeli. Vali, Belediye Başkanı sokağa inerek ilk uygulamayı başlatmalı” dedi.
***
“Yurttaş Baran Yine Ayvalıkta” 20. 10. 2004
Çevre ve trafik sorunlarını protesto eden 72 yaşındaki Galip Baran sekiz yıl önce başlattığı mücadelesini inatla devam ettiriyor.
Olay Gazetesi/ Derya Düzel / Ayvalık
***
“Sen Bodrum için çok şeyler yaptın”. 10. 12. 2004
Bodrum Garajında bir büfe işletmecisi
***
18. 01. 2004
Kızılay kavşağının nizami hale getirilmesi talebiniz incelenmiş ve yaya geçidi çizgileri, bariyerleri ve sinyalizasyon ışıkları ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı İrfan Kaya
Fen işleri Başkanlığı Fen İşleri Daire Başkanı
***
3. 05. 2005
Ülkemizin içinde bulunduğu sorunların çözümüne ilişkin görüş ve önerileriniz ile duyarlı yaklaşımınız için teşekkür ediyor, sağlıklar diliyoruz.
Başbakanlık Halkla İlişkiler Mehmet Bican
Daire Başkanlığı Daire Başkanı
***
“Çılgın Türk Ankara’da” 2. 03. 2006
17 yıldır bütün Türkiye’yi dolaşan Galip Baran önceki gün Kızılay Kavşağında gün boyunca “Yeşili Bekle Lütfen” ve “Sağdan Lütfen” levhalarını kullanarak karşıdan karşıya geçen yayaları uyardı. Yayaların sağdan geçişinin bariyerler yüzünden mümkün olmadığını kaydeden, İstanbul Taksim’de aynı çalışmayı yaparken gözaltına alındığını hatırlatan Baran, “Trafik Kurallarına Uyalım Uymayanları Uyaralım” sloganını yaşama geçirmek için bütün sıkıntıları göze aldığını belirtti.
Sabah-Ankara
***
“Trafik Canavarına Savaş Açtı” 17. 06. 2006
Turgutreis Gönüllüleri temsilcisi Galip Baran, Muğlalı İş hanı önündeki kavşakta, her yıl olduğu gibi bu yılda elindeki “Yeşili Bekle Lütfen”, “Sağdan Liften” pankartlarıyla yayaları ve sürücüleri uyarıyor. Bu kavşakta zaman zaman trafik polisleri de görevlendirildi ancak sonuç alınamadı.
Kâzım Tokuç / Yeni Gün -Muğla
***
Benim, Cumhurbaşkanı adayım Galip Baran 20. 08. 2007
NEDEN ? ;
* Yeni ve farklı bir bilinç kavramı geliştirdiği,
* “Yasa bağımlısı” ve “Atatürk Bağımlısı” olduğu,
* “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesini özümsediği,
* Sokaklarda izmarit toplayabilecek kadar olgun bir kişi olduğu,
* Yaptığı çalışmalar, “herkes senin gibi olsa” ve “senin gibilerin sayısı çoğalmalı” benzeri sözlerle değerlendirildiği,
İ Ç İ N …
Mustafa Nevruz Sınacı / Siyaset Bilimci, Hukukçu, Araştırmacı-Yazar
Seçilecek Cumhurbaşkanı "Sayın Galip Baran" ı mutlaka davet ederek, O'nunla mutlaka iştişare etmeli, bilgi, deneyim ve birikimlerinden yararlanma yolunu seçmelidir.
***
Sn. Galip Baran 23. 08. 2007
Sizleri Cumhurbaşkanlığı Makamında görmek bizleri onurlandıracaktır. Şüphesiz ki, bu Makama en uygun kişilerin başında geliyorsunuz.Ama sistem ve sistemin bekçileri buna izin verecekler mi onu bilemiyorum. Keşke halk seçseydi ama o zaman bile kafası bulanmış, takım tutar gibi parti tutan, kraldan çok kralcı, yapılanlara söylenenlere ve tüm kötülüklere rağmen gene de bu halk aynı simaları seçerdi. Sizler bu uğurda yıllarca mücadele ettiniz Nazım Hikmet’in Kan Konuşmaz kitabından bir alıntı yaparak sözlerime son vermek istiyorum. Tüm yaşantınızın düşünceleriniz kadar iyi olması dileğimle.
Savaş Önder
** *
31. 10. 2007
Galip Baran belki onbeş, belki yirmi yıldan beri tek kuruş karşılık beklemeden hizmet etmekte. Turgutreis’ten Akyarlar’a kadar yayan yürüyerek onun bunun sahile attığı çöpleri toplayarak başladı bu işe. Sonra, tek başına Turgutreis’te atık kâğıt, karton mukavva ve benzeri atıkları toplayarak tasarrufa hizmet etti. Belediye bile kendisini ciddiye almadı. .
Bütün bunlara rağmen yılmadı. Kâğıt topluyor, elinde pankartlarla trafik kurallarını çiğneyenleri uyarıyor, belediye reislerine, valilere, kaymakamlara ve daha yüksek makamlara baş vurarak insanların artık insanlık bilincinde olmaları için korkunç bir uğraş veriyor.
Aykut Yazgan
***
“Her Memlekete bir Galip Dede lâzım” 18. 08. 2008
Yıldız Gazetesi- Çorum
***
“Galip Baran Azlığı” 22. 01. 2009
Sayın Galip Baran,
Sadık okuyucularınızdan biriyim. Tiryakiniz de diyebilirim. Elimden geldiğince yazılarınızı www.fikiryolu.com’a eklemeye çalışıyorum. Yazdığınız her yazının her kelimesi değerli bir düşünce ürünü. İyi ki varsınız. Allah sizin gibilerin eksikliğini göstermesin. Bu ara bu eksikliği hisseder gibi olduk Günümüzde bir çok olayın temelinde yatan sorun da bu bence. Yani Galip Baran’ların azlığı…
Oruç Yıldırım.
***
Sayın Galip Baran 29. 01. 2009
TÜMOD olarak 14 Şubat 2009 tarihinde Antalya’da düzenlediğimiz “Üniversite Sorunları” konulu açık oturuma katılım konusunda gösterdiğiniz ilgi bizleri çok memnun etti.
Prof. Dr. Alpaslan Işıklı/ TÜMOD (Tüm Öğretim Elamanları Derneği) Genel Başkanı
***
“Bakan Nimet Çubukçu’ya, Bilinç Üniversitesi’nden mektup var “ 24. 05. 2009
Galip Baran bana gönderdiği mektupta; çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattıkları çalışmalarda “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi’ni özümsediklerini yazmış. Bu ilkenin yaşama geçmesi durumunda adaletin sorun olmayacağını, bu kadar çok polise, savcıya ve hakime gerek kalmayacağını ifade etmiş.
Haber Türk/ Hasan Çömlekçi
***
“ Bilinç Üniversitesi’nden mektup var” 29. 06. 2009
Bodrum ilçesinin Turgutreis beldesinde, bundan 20 yıl önce yakılan kıvılcımın lideri Galip Baran’ın mükemmel projeleri var. Üç-beş emekli arkadaşıyla yola çıkan sanal alemde Bilinç Üniversitesi’ni kuran Galip Baran, genelde “Burası Türkiye” denilerek ifade edilen ve toplum olarak yüzümüzü kızartması gereken yasa-kural tanımazlığa karşı bir savaş içinde.
Haber Türk/ Hasan Çömlekçi
***
“ Basın bildirisi” 76. 05. 2010
Türkiye’de yıllar geçtikçe çeşitlenen ve derinleşen toplumsal ilgisizlik olgusuyla, kendine has, renkli eylemlerle savaşan ve son dönemlerde kendini “Yasa Bağımlısı” olarak tanımlayan, Türk insanında yerleşmiş “Burası Türkiye” bağımlılığına karşı Bodrum’dan Türkiye’ye her fırsatta seslenen Galip Baran 8. Mayıs Cumartesi günü Bodrumlulara bir sunum gerçekleştirecektir.
“Burası Türkiye Bağımlılığı”na karşı verdiği savaşın “Yasa Bağımlıları”nın sayıca artmasıyla kazanılabileceğine inandığını belirten Galip Baran’ın sunumuna tüm Bodrum halkı davetlidir.
Bodrum Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
***
2. 06. 2010
Sayın Galip Baran
İlgi yazınızda belirtilen “Trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma projesi1nin ilk ve ortaöğretim okulları müfredat programlarına “ uygulama dersi” olarak konulması öneriniz şu an uygulanmakta olan öğretim programları ve ara disiplin alanları ile örtüştüğü görülmüştür.
Namık Sönmez/ Bakan a. / Daire Başkanı
***

Sayın Galip Baran 19. 08 2010
“Yasa Bağımlılığı” hakkında konferanslar verme konulu dilekçeniz incelenmiştir.
“Yasa Bağımlılığı” konusunu sistematik bir biçimde araştırıp, elde ettiğiniz bilgileri paylaşmanızın, başta kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel olmak üzere toplumun bu konuda bilgi sahibi olmasında son derece etkili olacağı, bu alanda çalışma yapan/yapacak olanlara ışık tutacağı değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda, Genel Müdürlüğümüzce “Yasa Bağımlılığı” konusunda eğitim düzenlenmesi halinde, eğitici olarak bilgi ve tecrübelerinizden faydalanmak için şahsınızla iletişim kurulacaktır.
Metin Varol/ Eğitim Dairesi Başkanı a./ Eğitim Dairesi Başkan Yrd.

15 Eylül 2010 Çarşamba

KİM KİMİ BİLİNÇLENDİRECEK,
KİM NASIL BİLİNÇLENECEK?
*
1994 yılında, İstanbul Üniversitesi ve Alman Kültür Merkezi işbirliğinde “Türkiye ve Avrupa Topluluğu’nda çevre hukuku” konulu bir sempozyum yapıldı. Pek çok değerli akademisyenin katıldığı bu etkinlikte bazı bilim insanları bilinç konusuyla ilgili düşüncelerini “Sempozyumdan Alıntılar” bölümünde aşağıda görüldüğü şekilde açıkladılar…
*
Konuşmacılar, ağırlıklı olarak, “Çevre Hukuku”, “Çevre Yasası” ve cezalar üzerinde durdular, bilinç sözcüğünü, yerli yersiz ve yanlış kullandılar, insanın nasıl bilinçlenebileceği konusunda da yanlışlıklar yaptılar, yetersiz önerilerde bulundular...
*
Yapılan sempozyumlara , okullarda verilen derslere, çıkarılan yasalara alınan tüm önlemlere rağmen çevrenin kirletilmesi önlenememektedir. Çevrenin korunabilmesi için insanın bilinçlenmesi gerekmektedir…
*
“Çevre bilinci”ne sahip insan çevreyi kirletmez. “Tasarruf bilinci”ne sahip insan aşırı tüketmez. “Trafik bilinci”ne sahip insan trafik kurallarını ihlâl etmez. “Vergi bilinci"ne sahip insan vergi kaçırmaz. İnsan bilinçlenirse; ne Çevre Yasası’na, ne tasarruf önlemlerine, ne Trafik Yasası’na ne de Vergi Yasası’na gerek kalmaz…
*
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlâkı Ahilik), milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme vb alanlarda yaptığımız, yıllardır devam eden, insanı davranışlarını araştırdığımız, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız çalışmalar bizleri (özellikle beni) bilinçlendirdi. Bu çalışmalarda “yeti olarak tanımlanan bilinç kavramını sorumluluk kavramıyla bütünleştirdik, ete kemiğe büründürdük, görünür hale getirdik.
*
Sözü edilen çalışmaları yaparken insanların aynı yanlışlıkları yaptıklarını, örneğin “biliyorum” ya da “farkındayım” yerine “bilinçliyim”, “bilgilendiriyorum” yerine “bilinçlendiriyorum”, “kasıtlı” ya da “maksatlı” yerine “bilinçli olarak” dediklerini gördük
*
İşte bu nedenlerle, “Türkiye ve Avrupa Topluluğu’nda çevre hukuku” konulu sempozyuma katılan değerli bilim insanlarının, bilinç konusunda panel ya da benzeri bir etkinlikler düzenlemelerini; (a) kimin kimi nasıl bilinçlendireceği, (b) bu sorumluluğun kime ait olacağı, ya da (c) kimin nasıl bilinçlenebileceği gibi sorulara cevap aramalarını öneriyoruz.
*
Sonuç olarak; bu ülkede yaşanmakta olan, çevre kirliliği, aşırı tüketim, trafikte kural ihlâli, vergi kaçırma gibi sorunların önlenebilmesi için, sözü edilen sempozyumuna katılan değerli bilim insanlarımızın bu tür etkinliklerin düzenlenmesi konusunda inisiyatif kullanmalarını bekliyoruz.
*
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76 - E-POSTA: galipbaran@ttmail.com WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com
(1) : Bilinç Üniversitesi’nin işlevi: “Bilgi Çağı” üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mühendis, mimar, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog vb meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmaktır.
***
SEMPOZYUM’DAN;
BİLİNÇ KONUSUYLA İLGİLİ BAZI ALINTILAR :
* Prof. Dr. A. Ülkü AZRAK (I. açılış Konuşması): İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi (birinci sayfa): Gerçekten ekonomik kalkınma için zorunlu olan su, hava ve toprak gibi alt yapı ve kaynakların sağlanması ve güvence altına alınması, ancak BİLİNÇLİ ve sistematik bir çevre koruma politikasıyla olanak kazanır. (ikinci sayfa) Aynı şey Adriyatik kıyılarındaki ormanları tarihte BİLİNÇLİ bir biçimde koruyup iyileştirmiş olan Venedik Cumhuriyeti için söylenebilir. Şu da var ki, ÇEVRE BİLİNCİNİN yerleşmesini ve Sosyal, demokratik, hukuk devletinin tam olarak gerçekleşmesini beklemeden, çevreyi bozucu girişimler ve faaliyetlerden vaz geçilmesi gerekir.”
* JOHANNES WEİSSERT (II. Açılış Konuşması): İstanbul Alman Kültür Merkezi Müdürü (birinci sayfa): “Yirmi yıl öncesi hiç kimse ya da çok az kimse söz ederken, bugün bir çok ülkede ve Türkiye’de ÇEVRE BİLİNCİNİN gelişmiş olduğunu görüyoruz.”
* Prof. Dr. Semra ATABAY ve diğer isimler (sayfa 3): “ÇEVRE BİLİNCİ içersinde yaşam koşullarının belirlenmesinde en etkin hukuki araç plan’ı görüyoruz.”
* Prof. Dr. Rona Serozan: İÜ. Hukuk Fakültesi (sayfa 111) : “Çevreye toplumca SAHİP ÇIKMA BİLİNCİNİN gelişmediği, bu uğurda etkin bir siyasal mücadelenin yürütülmediği bir toplumda Kamu Hukukunun etkisi bile sınırlı kalmaya mahkümdur”
* Doç. Dr. Sami SELÇUK; Yargıtay Üyesi (sayfa 119): Dediniz ki “ Gençlerde ÇEVRE BİLİNCİ çok arttı, doğru bu ”. Dendi ki, “TOPLUMSAL BİLİNÇLENME, ekonomik gelişmeyi aşmıştır”.
* Prof. Dr. Yıldızhan YAYLA; Galatasaray Üniversitesi (sayfa 125): “Unutmamalım ki, çevreyi koruma ama aynı zamanda kalkınabilme bir BİLİNÇ, denge, çalışma ve azim işidir”.
* Prof. Dr. Ruşen KELEŞ. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi (sayfa 17O): “İnsan bencil bir varlık ve çevresine zarar veriyor. (sayfa 171) : “İnsanın ÇEVRE BİLİNCİNİ geliştirmedikçe bu konuları ayakta tutamıyorsunuz. ÇEVRE BİLİNCİ, insanların YURTTAŞLIK BİLİNCİNİN bir parçasıdır. HEMŞEHRİLİK BİLİNÇLERİNİN bir parçasıdır.”, ”Nasıl insanlarda ÇEVRE BİLİNCİ gelişiyorsa yargıda da bir ÇEVRE BİLİNCİ gelişmektedir”.
* Doç. Dr. Sami SELÇUK. Yargıtay Üyesi (sayfa 191): “Önce BİLİNÇLENME üzerinde duracağım”, 1854 tarihini taşıyan, kızılderili bir reisin büyük saraydaki büyük beyaz reis diye, Amerikan Cumhurbaşkanına yazdığı bir mektup var. Bu yayınlandı. Gerçekten ister vahşi deyin, ster ilkel deyin, o toplumun yöneticisinin NASIL BİR BİLİNÇ içinde olduğunu çarpıcı bir şekilde görüyorsunuz. “(sayfa 194) : Suçu seçilenlerde değil, seçenlerde aramak gerekir. BİLİNÇLENME bu”. (sayfa 196): Bu BİLİNÇLENMEDEN önerilerime doğru işi kaydırmak istiyorum ”, “Bir de bence Bu BİLİNÇLENME konusunda eğitim kurumlarına, Hukuk Fakültesi dahil, çok önemli görevler düşüyor. İnsan doğayla barışık bir insan tipi olmalıdır. İnsan odaklı bir doğa anlayışı mutlaka verilmelidir.”
* DR. GÜNTER HEİNE. (sayfa 197): “Ben çevrenin yalnızca devletin vr hukukun bir sorunu olmaması, aynı zamanda toplumun sorunu olması gerektiğine inanıyorum. (sayfa 198): Fakat çevre, pratik olarak, tanıdığımız bütün alanları kapsar. Bu, sokak kapısında başlar atmosferde ve gezegenlerde biter. (sayfa 199): Ceza hukuku açısından pratik olarak herkes faildir. Herkes aynı zamanda kurbandır. Bu demektir ki, biz hem failiz, hem de kurbanız. Bunun için önce insanların GÖREVLERİNİN BİLİNCİNDE olmaları gerekir. Çok önemli bir görevin toplumda ÇEVRE BİLİNCİNİN kuvvetlendirilmesi ve yönlendirilmesinin sağlanması olduğu inancındayım. (sayfa 200): Bu, insanın çevresi için SORUMLULUĞUNUN BİLİNCİNDE olması anlamına gelebilir”
* Doç. Dr. Sami SELÇUK: (sayfa 213) “İnsan bencilliğini bir yana itmelidir, tıpkı Kızılderili reisin dediği gibi ve o canlı ancak hava, su ve toprakla yaşayabilir.”
* Prof. Dr. Ruşen KELEŞ. İ.Ü. SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ (SAYFA 213): “Her türlü ÇEVRE BİLİNCİNİN yükseltilmesindeki aracın etkili olabilmesi, elbette ki yaygın ve örgün eğitim kurumlarının bu işi başarıyla yapmalarına bağlı”
.

2 Eylül 2010 Perşembe

GELECEĞİN TÜRKİYESİ
VE GENÇLER …
Ey üniversiteli genç!
Trafik kazalarının olmamasını, çocukların ölmemesini, anaların ağlamamasını istersen eğer; “trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım” sloganından esinlenerek geliştirdiğimiz “trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma projesi”nin uygulamasında sen de görev alabilirsin…
“Trafik bilinci” edinmeni sağlayacak olan bu görevi üstlendiğinde yapman gereken iş: yayalarla ilgili trafik ışıklarıyla donatılmış kavşaklarda kırmızı ışıkta geçmeğe kalkışan yayaları “Sosyal Yaptırım” olarak bilinen yöntemle uyarmaktır.
Bu yaşamsal sorumluluğu üstlendiğinde ve kararlılıkla sürdürebildiğinde;
* Bencillikten kurtulduğunun,
* “Diğerkâm bir kişilik” edindiğinin,
* Türkiye’nin “Muasır Medeniyet” seviyesini aşması için çalıştığının,
* “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsediğinin,
* “Cumhuriyetin ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafız” lığına hak kazanarak; (*)
Mustafa Kemal ATATÜRK'ün "Gençliğe Hitabı" nda seslendiği genç'in "SEN" olduğunun;
Farkına varacaksın.
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi (1) Rektörü
(1): Bilinç Üniversitesi’nin işlevi: “Bilgi Çağı” üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mühendis, mimar, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog vb meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmaktır.
Sosyal Yaptırım: “Kırmızı ışıkta geçmeğe kalkışan yayaları utanmaktan başka tepki gösteremeyecek şekilde uyarmak”tır.
(*) BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ’NİN KURULUŞ AMACI: Cumhuriyet’in ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlarını, diğer deyişle “yurdu ve milleti özünden çok seven” nesillerini yetiştirmektir.
İLETİŞİM: Galip BARAN
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76 - E-POSTA: galipbaran@ttmail.com
WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com