ATATÜRK’ÜN MUALLİMİ
GALİP HOCA …
Zafer Ünverdi
Nam-ı diğer, Kitapçı Zafer
Atatürk Bağımlısı, Galip Hoca İngilizce öğretiyor... Ücretsiz İngilizce dersi veriyor. Çabası boşa gitmiyor. Bazıları öğreniyor. Birisi, sonuncusu, Gurbet...
Gurbet Diyarbakırlı. Eşinin, Haluk Alaca’nın işyerinde, İnternet Cafe’de çalışıyor. Eşine yardım ederken oğlu Furkan’la da ilgileniyor. Cumartesi Pazarında açtığı tezgâhta ufak tefek giyecekler satıyor. Ailenin geçimine katkıda bulunuyor…
Gurbet, öğrendiği İngilizceyi başkalarına da öğretmeye çalışıyor. O, öğrendiklerini öğretmenin önemini kavramış bir öğrenci…Gurbet Hanım, diğer taraftan, ilköğretim diploması almak için de hazırlanıyor…
Galip Hoca’nın marifeti çok… Trafikte doğru davranış alışkanlığı öğretmek için yıllardır çalışıyor.Yayalarla ilgili trafik ışıklarıyla donatılmış, “demokrasi dershanesi” olarak tanımladığı kavşaklarda kırmızı ışıkta, yalnız sürücü iken değil, yaya iken de durulacağını her rütbeden askerlere, polislere, savcılara hakimlere, her düzeyde kanun adamlarına öğretmek için uğraşıyor. Topluma trafik, demokrasi, yasa dersi veriyor…
Hoca, işte böyle bir “yasa bağımlısı”… Nelerin bağımlısı değil ki… Demokrasi öğretmek için, üstünde, arka yüzünde, “kırmızıda dur vatandaş ol, durmayanı durdur yurttaş ol”, ön yüzünde, “tiryaki izmarit yerde, kentli olmak nerde” yazılı bir önlük, elinde ucu çivili bir değnekle, Turgutreis Yat Limanını denizi kirleterek inşa eden Doğuş Grubuna arka çıkan, “yürümekle yollar aşınmaz” diyen Demirel’e inat, Turgutreis’ten Muğla’ya, defalarca, daha sonra Turgutreis’ten Çanakkale yoluyla Tekirdağ’a, ertesi yıl İzmir Çanakkale, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, Bilecik, Eskişehir üzerinden Ankara’ya yürüyor…
Hocamız, “yasa bağımlısı”, “çevre bağımlısı”, “tasarruf bağımlısı”, “vergi bağımlısı”. Hepsinden önemlisi, “her şeyi devletten beklememe bağımlısı” ve uzantısı “sencillik bağımlısı”… Bitmedi, “yönetimden hesap sorma bağımlısı”, “sermayeyi denetleme bağımlısı” ...
O, bir “bağımlılık bağımlısı”ve herkese zor gelen işler uzmanı…Dahası, İstanbul HABİTAT Konferansının “tek kişilik Ordu”su, o…
“Parayı vermeyenin de düdüğü çalabildiği”, “devletin malının deniz sayılmadığı”, “selamın rüşvet olarak algılanmadığı” Türkiye sevdalısı ve Atatürk bağımlısı o…
Hoca’nın “sermayeyi denetleme bağımlılığı”nın dikkat çeken bir örneği:
Hoca; Turgutreis Yat Limanını, ÇED raporunu hiçe sayarak, denizi kirleterek inşa eden, işletirken de Trafik Yasası’nı ihlâl ederek kamusal alana tecavüz eden , önceki Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın TBMM Hizmet Ödülü verdiği Doğuş Grubu Başkanı, Davos Şovmeni Ferit Şahenk’le de savaşıyor…
Kendisini anlayan, dinleyen, umursayan olmasa da Hoca kararlı; ”ölmek var dönmek yok” diyor…
Galip Hoca, yaşanmakta olan kaos ve kargaşanın, çok hafife aldığımız nedenle bedelini ağır ödediğimiz “Burası Türkiye Bağımlılığı”ndan kaynaklandığını iddia ediyor. Bu gerçeği hem halka hem de bu ülkeyi yönetenlere anlatmak için Bodrum’da , Belediye Meclis salonunda “Burası Türkiye Sergisi” eşliğinde bir “yasa bağımlılığı” konferansı veriyor. Kaymakam davetli olduğu halde gelmiyor. Ardından Muğla Belediyesi’ne başvuruyor. Belediye Başkanı kabul etmiyor. Bodrum’daki ilgisizliği bahane ediyor…
Şansını Ankara’da Sakarya caddesinde de deniyor… Bu defa engelleniyor… “Yasa bağımlısı” Galip Hoca’dan “sabıka kaydı” isteniyor…
Sergi ve konferans uygulamasını İstanbul’da gerçekleştirmek istiyor. Bunun için Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneğine (TTKÖD) başvuruyor... Kamu yararına çalışan (!) anlı, şanlı TTKÖD de, yıllardır kamu görevlilerine rağmen kamu yararına çalışan Galip Hoca’nın başvurusunu kabul edemiyor…Kamu görevlilerinden korkuyor…
“Muallimler! Gelecek nesil sizin eseriniz olacaktır” diyen Atatürk bağımlısı Galip Hoca’nın, Muallimlik görevini de üstlendiği anlaşılıyor…
Hoca’nın marifetleri çok, saymakla bitmiyor. İngilizce, trafik, demokrasi, yasa derken, hepsinin üstünde ve ötesinde bir görev daha üstlenmiş.
Selçuk Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. M. Akif Çukurçayır’ın “Yurttaşsız Demokrasi” adlı kitabında yer alan “Erdem Öğreten bir Delinin (!)Hikayesi” başlıklı makalesinden erdem öğretmeni olduğunu da öğrendik, Galip Hoca’nın…
Eline diline, kalemine sağlık. Bu keşfinle çok yaşa sen Çukurçayır Hoca…
***YORUM VE KATKI:
***YORUM VE KATKI:
SAYIN:GALİP BARAN, DEĞERLİBİLİM ADAMI:
BAŞARILARINIZ VE ŞAVAŞINIZ MÜBAREK OLSUN..!!
CESUR,UYGULAMACI, ATATÜRKCÜ ,GERÇEK BİLİM ADAMI:
YOLUN AÇIK OLSUN.!!, ALLAH SİZLERİ KORUSUN..!!!
(TÜRKİYE'DE, GERÇEK AKIL VE BİLİM SAHİPLERİNİN, ÇOK,
HAİN,SİNSİ,KURNAZ ,İÇ VE DIŞ DÜŞMANLARI VARDIR..!!)
ZİRA TÜRKİYE'DE, BÜYÜK ÖNDER ATATÜRKTEN SONRA,
GERÇEK BİLİM ADAMLARI,ADİL, DÜRÜST, İNANÇLI,
VATANSEVERLER, İÇ VE DIŞ DÜŞMANLARCA, KUŞATILIP,
BİR ŞEKİLDE İMHA EDİLİP DIŞLANMIŞLARDIR.!!!
(TÜRKİYE ÜSTÜNDEKİ OYUNLAR, RAPORLARINA BAKINIZ.!)
(TÜRKİYE'DE'Kİ, 72 YIL SÜREN İÇ ÇEKİŞMELERİN VE CEHALETİN
NEDENİ, AYDIN İNSAN KITLIĞI, CESUR VE KAHRAMANLARIN YOK EDİLİP,İÇ VE DIŞ DÜŞMANLAR İLE, MALA, MAKAMA, PARAYA ZEVKLERİNE TAPINANLARIN, ZAFERİNDENDİR.!!!
ÖĞLE OLMASAYDI TÜRKİYE BÖYLE OLMAZDI..!!!)
EN ÜSTÜN SAYGI VE SEVGİLERİMİZLE..
REMZİ AKTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder