H . Ç İ Ç E K S E V E R
GALİP BARAN'DAN TEŞEKKÜR - 1
05 Eylül 2012, 12:25
Nilgün cabacı arkadaşımızın bloğundaki yazılarımda bana yazılmış bir teşkkür haberini sizlerle, mübarek günlerin sorumluluğu adına paylaşmak istedim.Bir yüksek gönüllü, Avrupai zihniyetli Bilinçkolog Galip Baran ! diyor ki;
“Sayın H.Çiçeksever’e bu yüreklendirici yazınız için teşekkürler. En kısa zamanda görüşmek ve bilinç konusunda “iş ve güç birliği” yapmak dileğiyle. Saygılarımla. G.Baran
“ BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ’NİN KURULUŞ AMACI: Cumhuriyet’in ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlarını, diğer deyişle “yurdu ve milleti özünden çok seven” nesillerini yetiştirmektir.
Bu sabah (15. 06. 2011) NTV’de sayın Servet Yıldırım ve sayın Mahfi Eğilmez’i dinliyorum. Mahfi Eğilmez İstanbul’da bir kavşakta, sola dönülmez işareti olduğu halde, polislerin bile döndüklerinden, bu yolsuzluğu yaptıklarından, söz etti. Nedenini ise; “sürücüler o kurala uydukları takdirde, dönüş yapabilmek için çok uzun bir yol kat etmek zorunda kalacaklar, bu nedenle uymuyorlar” şeklinde açıkladı. Ve ekledi. “Kurallar yaşama uygun olmalı. Ya da o kavşağa bir polis koymalı ve kural ihlâl eden herkese ceza yazmalı” dedi.
Sayın Eğilmez’in öncelikle bilmesi gereken gerçek:
Bu ülkede “meli”, ya da “malı” ekleriyle yapılan cümlelerle verilen mesajların bir işe yaramadığıdır. Yarasaydı; “Çevremizi kirletmeyelim”, “trafik kurallarına uyalım”, uymayanları uyaralım” benzeri sloganlarla verilenler bir işe yarardı. Çevre kirletilmezdi, trafik kuralları ihlâl edilmezdi…
Sayın Eğilmez’in NTV’de sadece dile getirmekle yetindiği trafik ; günlük yaşamda yasa kavramıyla karşılaşmamızı sağlayan, “yasa bağımlısı” olmamda baş rolü oynayan çalışmaların önde gelenidir…
Nasıl “yasa bağımlısı” olduğuma gelince:
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı (ahilik), milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, başlangıcı 1989 yılına uzanan, okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız, beni bilinçlendiren, bencillikten kurtaran, içimdeki “yolsuzluk yapma eğilimi”ni, (bildik deyişle, “Yolsuzluk Canavarı”nı) yok eden çalışmaları yaparken yaşam biçimim kökten değişti:
* “Yasa bağımlısı” oldum.
* “Diğerkâm bir kişilik” edindim.
* “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedim.
* Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi aşağıda açıklanan Bilinç Üniversitesi’ni kurdum.
* Kendimi tanımağa başladığımın “Bilinç Çağı”nda yaşadığımın ve Bilinçolog olduğumun farkına vardım…
Sayın Eğilmez’in gözlediği, ancak yukarıda da sözü edildiği üzere, sadece dile getirmekle yetindiği türden bir sorunla karşılaştığımda yaptığım iş:....
“Sayın H.Çiçeksever’e bu yüreklendirici yazınız için teşekkürler. En kısa zamanda görüşmek ve bilinç konusunda “iş ve güç birliği” yapmak dileğiyle. Saygılarımla. G.Baran
“ BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ’NİN KURULUŞ AMACI: Cumhuriyet’in ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlarını, diğer deyişle “yurdu ve milleti özünden çok seven” nesillerini yetiştirmektir.
Bu sabah (15. 06. 2011) NTV’de sayın Servet Yıldırım ve sayın Mahfi Eğilmez’i dinliyorum. Mahfi Eğilmez İstanbul’da bir kavşakta, sola dönülmez işareti olduğu halde, polislerin bile döndüklerinden, bu yolsuzluğu yaptıklarından, söz etti. Nedenini ise; “sürücüler o kurala uydukları takdirde, dönüş yapabilmek için çok uzun bir yol kat etmek zorunda kalacaklar, bu nedenle uymuyorlar” şeklinde açıkladı. Ve ekledi. “Kurallar yaşama uygun olmalı. Ya da o kavşağa bir polis koymalı ve kural ihlâl eden herkese ceza yazmalı” dedi.
Sayın Eğilmez’in öncelikle bilmesi gereken gerçek:
Bu ülkede “meli”, ya da “malı” ekleriyle yapılan cümlelerle verilen mesajların bir işe yaramadığıdır. Yarasaydı; “Çevremizi kirletmeyelim”, “trafik kurallarına uyalım”, uymayanları uyaralım” benzeri sloganlarla verilenler bir işe yarardı. Çevre kirletilmezdi, trafik kuralları ihlâl edilmezdi…
Sayın Eğilmez’in NTV’de sadece dile getirmekle yetindiği trafik ; günlük yaşamda yasa kavramıyla karşılaşmamızı sağlayan, “yasa bağımlısı” olmamda baş rolü oynayan çalışmaların önde gelenidir…
Nasıl “yasa bağımlısı” olduğuma gelince:
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı (ahilik), milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, başlangıcı 1989 yılına uzanan, okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız, beni bilinçlendiren, bencillikten kurtaran, içimdeki “yolsuzluk yapma eğilimi”ni, (bildik deyişle, “Yolsuzluk Canavarı”nı) yok eden çalışmaları yaparken yaşam biçimim kökten değişti:
* “Yasa bağımlısı” oldum.
* “Diğerkâm bir kişilik” edindim.
* “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedim.
* Edindiğim “tecrübi bilgi” ile işlevi aşağıda açıklanan Bilinç Üniversitesi’ni kurdum.
* Kendimi tanımağa başladığımın “Bilinç Çağı”nda yaşadığımın ve Bilinçolog olduğumun farkına vardım…
Sayın Eğilmez’in gözlediği, ancak yukarıda da sözü edildiği üzere, sadece dile getirmekle yetindiği türden bir sorunla karşılaştığımda yaptığım iş:....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder