Kuruluş amacı: Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu, eş deyişle, “dünyevi değerlerin” yerini “uhrevi değerlerin” aldığı bir dünya düzeni kurmak.
29 Temmuz 2009 Çarşamba
FERİT ŞAHENK’E TBMM HİZMET ÖDÜLÜ ? *** TBMM Başkanı Köksal Toptan, Doğuş Grubu Başkanı Ferit Şahenk’e TBMM Hizmet Ödülü verdi... “Parayı verenin düdüğü çaldığı ülke, Türkiye”de “bundan daha anlamlı” bir ödül olamazdı. Bu ödül için sayın Şahenk’ten daha uygun bir aday bulunamazdı (mı)… Acaba, bu ödül, Turgutreis Yat Limanını ÇED raporunu hiçe sayarak, denizi kirleterek inşa eden, bu yolsuzluğu yapan Doğuş Grubu ile “savaşan” “yasa bağımlısı” Galip Baran’a verilse daha doğru olmaz mıydı… Neyse, takdir “büyük” yerden… Limanı inşa ederken yaptığı yolsuzlukla yetinmeyen, işletirken de Liman giriş kapılarında yaya yolunu trafiğe kapatan, trafik güvenliğini hiçe sayan, kamusal alana tecavüz eden Doğuş Grubu Başkanı Ferit Şahenk’e de, TBMM Başkanı Köksal Toptan’a da “yakıştı” bu… Sayın Şahenk’in denizi kirletmesini, kamusal alana tecavüz etmesini önlemek için çalışan Baran’a yakışan şey, Şahenk gibileri ile “savaşmak”tır. Neyse, takdir “büyük” yerden… Baran, Denizi kirletenlerle savaşmasa, kamusal alana tecavüz edenlerle uğraşmasa, “bana ne” dese daha mı iyi olur, acaba ? Galip BARAN Bilinç Üniversitesi Kurucu ve Geçici Başkanı Turgutreis-BODRUM
23 Temmuz 2009 Perşembe
"bilgi çağı'nın mukadder (beklenir) acı sonu" ve !....
BİLİNÇ ÇAĞI DEVLETİ
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ" Dün sabah numaramı internetten aldığını söyleyen bir bayan cep telefonumdan aradı ve; “Oğlunun üniversitede güverte okumak ve gemi adamı olmak istediğini, bunun için İstanbul Bilinç Üniversitesini tercih ettiğini, bu konuda yapılması gerekeni öğrenmek istediğini” söyledi. Sesinden adı bilinç sözcüğüyle başlayan bir üniversiteden etkilenmiş olduğu anlaşılan hanımefendiye, Bilinç Üniversitesi’nin İstanbul’da değil, Turgutreis’te olduğunu anlattım. Bilinç Üniversitesi ile İstanbul’daki Bilgi Üniversitesi’ni karıştırmış olabileceğini söyledim. Dünyadaki üniversitelerin bilgi üniversitesi olduklarını ve Bilinç Üniversitesi ile bilgi Üniversiteleri arasındaki farkı açıklamağa çalıştım. Sokakta yürürken (telefonla) konuştuğum hanımefendinin söylediklerimden fazla bir şey anladığını sanmıyorum. Ancak; “Beni heyecanlandıran bu kısa konuşmadan sonra” aşağıdaki açıklamayı yapma gereğini duymuş bulunuyorum: “Dünyada tek olan Bilinç Üniversitesi, öncelikle, her yaşta ve düzeyde öğrenim görmüş ya da hiç öğrenim görmemiş olan insan’a bilinç kavramının önemini anlatmak, kavratmak ve bilinçlenmesi konusunda yardımcı olmak amacıyla kurulmuş bir eğitim kurumudur. Üniversite öğrencileri öğrenim gördükleri branşlarda, mimarlık, mühendislik, eczacılık, hukuk vb. öğrenirken; dilerlerse, bilgi sahibi olmakla kalmazlar bilinçlenebilirler. Bilinçli mimar, bilinçli mühendis, bilinçli eczacı, bilinçli hukukçu olabilirler. Branşlarında bilinçlenmek için yapmaları gereken tek şey örneği ekte görülen “müfredat”ı uygulamaktan ibarettir. Bunu yapmadıkları takdirde sadece bilgili mimar, bilgili mühendis, bilgili eczacı olarak kalırlar. Bu gibiler,“müfredat”ı uyguladıklarında bilinçlenmekle kalmazlar; uygulama konusunda gösterdikleri özenle bağlantılı olarak, diğerkâm kişilik edinirler, “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümserler. Kendilerini tanımaya başlarlar.”Yasa bağımlısı” olurlar “Toplumsal sorumluluk bilinci” ile tanışırlar. Diğer taraftan, mimar, mühendis, eczacı, hukukçu olarak çalışanlar da “müfredat”ı uygulayacak olurlarsa, mesleklerinde olgunlaşmakla kalmazlar, ülkenin içinde bulunduğu “kaos’tan” kurtulmasına “muasır medeniyet”in aşılmasına Türkiye’nin çağ atlamasına katkıda bulunurlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti “Bilinç Çağı”nın öncülüğü’ne soyunur; . “Bilgi Çağı” devletlerini “er meydanı’na davet eder. “Atma Recep” diyenlere, ben ve benim gibileri izlemelerini öneriyorum… Galip Baran Bilinç Üniversitesi Kurucu ve Geçici Rektörü Turgutreis-BODRUM
21 Temmuz 2009 Salı
Beşir Atalay; İçişleri Bakanı KONU: “Gönüllülük ilkesi”nden beslenen “vatandaşlık görevi”nin kolaylaştırılması. Sayın Bakan, Biz birkaç kişi çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız çalışmaları yaparken edindiğimiz “tecrübi bilgi” ile Bilinç Üniversitesi’ni “inşa ettik”. “Bilinç Çağı”nı başlattık… Yağmur ormanlarının yok olması ile başlayan, ozon tabakasının delinmesi, buzulların erimesi ile devam eden, sonuçta iklim değişikliğine varan insan kaynaklı sorunların “Bilgi Çağı”nda yaşandığı düşünüldüğünde, “Bilinç Çağı”nın önemi kendiliğinden ortaya çıkar… Başta sayılan alanlarda gerçekleştirilen, yıllardır devam eden, bize diğerkam kişilik kazandıran çalışmaları yaparken, “yurdu ve milleti özden çok sevme insanı ilkesi”ni özümsedik, “toplumsal sorumluluk bilinci” olarak tanımladığımız yeni bir kavram geliştirdik. Bazılarımız “yasa bağımlısı” olduk… Benim “yasa bağımlısı” olmamda, İstanbul’da “trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım” çağrısının uygulamasnı yaparken gözaltına aldıran (Kırmızı ışık eylemcisi gözaltında/ Milliyet/22. 04. 1998) İzmir Emniyet Müdürü sayın Ercüment Yılmaz’ın önemli “katkısı” oldu. Bu olaydan söz edişimin nedeni, sayın Yılmaz’ı şikayetçi olmak değil, gözaltına alınışımın benim gibi gönüllü çalışmalar yapmak, ya da yapılan gönüllü çalışmalarda yer almak isteyenler üzerinde caydırıcı etki yapıp yapmadığı konusuna dikkat çekmektir. 1996 yılında, Bodrum’da, HABİTAT Trafik Kozası Kolaylaştırıcısı olarak başlattığım çalışmayı hala tek başıma sürdürmek zorunda kaldığıma bakılırsa, sözü edilen olayın gözaltına alınışımın caydırıcı olduğu söylenebilir... Diğer taraftan, sözü edilen olayın ardından: * Çalışmalarımla ilgili bilgi sunmak üzere, Karayolları Trafik Güvenliği Kurulu’nun, (11. 06. 1998 günü yapılan) 14. toplantısına çağrıldım. * Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Muğla Emniyet Müdürlüğüne gönderilen B.05.1.EGM.0.88.00.02/835/5822 sayı ve 24. 09.1998 tarihli yazısında, çalışmalarımda bana yardımcı olunması rica edildi... “Yasa bağımlısı“olmamda başka kamu görevlilerinin de “katkısı” oldu. Bodrum Kaymakamı sayın Abdullah Kalkan, Muğla Valiliğinin “olur”una rağmen ilk ve orta öğretim okullarında “bilinç” konusunda konferans vermemi engelledi… Kamu görevlilerinin çıkardıkları bu tür zorlukları aşabilmek için Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yaptığım 31. 07. 2006 tarihli başvurumla: (a) Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, çalışmalarımda bana yardımcı olunması ile ilgili, 24. 09. 1998 tarihli yazısının yenilenmesini istedim, (b) Karayolu Güvenlik Kurulunun ilk toplantısında “bilinç” konusunda bir sunuş yapma talebinde bulundum. Genel Müdürlüğün 18. 08. 2006 tarih ve B.05.1. EGM.O.85.05.03-461-8070-141256 sayılı, cevabında sunuş yapma talebimin dikkate alınacağı bildirildi. Talebimi üç ay sonra (18. 10. 2006 tarihli) ikinci bir başvuruyla yineledimse de bir sonuç alamadım. Sayın Bakan, Trafikte yaşanmakta olan sorunların önlenmesinden benden daha sorumlu konumda bulunan kamu görevlilerinin umursamazlıklarına, vurdumduymazlıklarına, engellemelerine karşın, bu konuda üstlendiğim “gönüllülük ilkesi”nden kaynaklanan “vatandaşlık görevi”ni kararlılıkla sürdürüyorum. Bu başvurumu, başkalarını da benzer çalışmaları yapma konusunda yüreklendirecek şekilde değerlendireceğinize inanıyorum. Saygılarımla, arz ederim. Galip BARAN Bilinç Üniversitesi Kurucu ve Geçici Rektörü Turgutreis- BODRUM TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76 E-POSTA: galipbaran@ttmail.com WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com/www.internethaber.eu/ www.turkcelil.com ADRES: 4076 Sokak No:5/2 Turgutreis- BODRUM *** AİLEDEN SORUMLU DEVLET BAKANINA AÇIK DİLEKÇE… Sayın Selma Aliye Kavaf Aileden Sorumlu Devlet Bakanı KONU: “Yetmiş Milyonluk Aile, Türkiye” projesi. Sayın Bakanımız, Biz birkaç kişi, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yaptığımız, yıllardır devam eden, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, “okul dışı eğitim” çalışmalarında edindiğimiz “tecrübi bilgi” ile Bilinç Üniversitesi’ni kurduk… Yaşam biçimimizde devrim niteliğinde değişikliklere yol açan bu çalışmalarda ; “toplumsal sorumluluk bilinci” olarak tanımladığımız farklı bir bilinç kavramı geliştirdik, “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedik, diğerkam kişilik kazandık Sözü edilen edinimlerden hareketle “Yetmiş Milyonluk Aile, Türkiye Projesi”ni başlattık. Aileden Sorumlu Devlet Bakanımız olarak destek vereceğinizi düşündüğümüz bu proje ile ilgili olarak her türlü bilgiyi arz etmeğe hazırız. Saygılarımızla. Galip BARAN Bilinç Üniversitesi “Rektör”ü Turgutreis- BODRUM TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76 E-POSTA: galipbaran@ttmail.com WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com/www.internethaber.eu/ www.turkcelil.com ADRES: 4076 Sokak No:5/2 Turgutreis- BODRUM *** Prof. Dr. Şener Okdik, Rektör Muğla Üniversitesi MUĞLA Sayın Şener Okdik Bizler çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız, insan davranışlarına odaklı çalışmaları yaparken edindiğimiz tecrübi bilgi ile Bilinç Üniversitesi’ni inşa ettik. “Bilinç Çağı”nı başlattık. Yağmur ormanlarının yok olması ile başlayan, ozon tabakasının delinmesi, buzulların erimesi ile devam eden, sonuçta iklim değişikliğine varan insan kaynaklı sorunların “Bilgi Çağı”nda yaşandığını dikkate alıdığınızda, “Bilinç Çağı”nın anlam ve önemini takdir edeceğinizden kuşku duymuyoruz… Başta sayılan alanlarda gerçekleştirilen, bize diğerkam kişilik kazandıran çalışmaları yaparken, “yurdu ve milleti özden çok sevme insanı ilkesi”ni özümsedik, “toplumsal sorumluluk bilinci” olarak tanımladığımız yeni bir kavram geliştirdik. Bazılarımız “yasa bağımlısı” oldu… Sayın Rektör Türlü sorunlar ve engeller aşılarak gelinen noktada inşa edilen işlevi Bilgi Üniversitelerinin dikkatlerini bilinç kavramına çekmek olan Bilinç Üniversitesi’nin ciddiye alınması, anlam ve öneminin idrak edilebilmesi için bir Rektöre ihtiyacı var. Bu ihtiyacı karşılama hak ve yükümlülüğünün, aynı ilin sınırları içinde bulunduğu nedenle Muğla Üniversitesi’ne ait olduğunu düşünüyoruz. Daha açık deyişle, Bilinç Üniversitesi Rektörlüğü’nü kabul etmenizi umuyor, bekliyor ve istiyoruz… Saygılarımızla. Galip BARAN Bilinç Üniversitesi Geçici ve kurucu rektörü Turgutreis- BODRUM TEL: 0252 382 34 77 / 0535 844 84 76 E-POSTA: galipbaran@ttmail.com WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com/www.internethaber.eu/ www.turkcelil.com Mustafa Nevruz Sınacı Bilinç Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Ankara TEL+FAX: O312 433 82 06 E-POSTA: gercek.demokrat@hotmail.com WEB: www.mustafanevruzsinaci.blogspot.com *** MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NA AÇIK MEKTUP Sayın Nimet Çubukçu, Milli Eğitim Bakanı 19 Mayıs günü akşamı NTV’de gençlerle yapılan bir programda sizi dinledim. Öğrencilerden birisinin “öğrenci Andı’nın kaldırılması gerektiği yolundaki sözü üzerine, “konu tartışılabilir. Acaba böyle bir şeyi ilköğretim çağında değil de daha sonra mı versek” dediniz. Konu 21 tarihli Posta Gazetesi’nde “Öğrenci Andı gerilimi” başlığı altında bir haber olarak yer aldı… Sayın Çubukçu, Biz birkaç kişi çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, yaklaşık 20 yıldır devam eden “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız çalışmaları yaparken sözü edilen ilkeyi içselleştirdik, özümsedik. Şu var ki, “bencil bir varlık”ın, yurdunu ve milletini, “özden çok”u şöyle dursun, “özü kadar “ bile sevemeyeceğini de aynı çalışmaları yaparken öğrendik. Bizler, sözü edilen And’ın, anlamını daha iyi anladığımız çağlarımızda, örneğin üniversitelerde, mezuniyet günlerinde, keplerin havaya atıldığı törenlerde de içilmesini yıllardır öneriyoruz. Diğer taraftan; yurdunu ve milletini özünden çok sevip sevmediğini kime sorsanız alacağınız yanıt istisnasız “evet” olacak, yani herkes sevdiğini söyleyecektir. Bize göre bu yanıt bir “sanı”nın ifadesidir. Sözü edilen ilkeyi gerçekten içselleştirebilseydik, hakkını vererek yaşasaydık. “Muasır Medeniyet”i çoktan aşardık, “Yurtta Barış”ı sağlardık. “Tek yürek”, “tek yumruk”, “etle tırnak” gibi olurduk. Adalet sorun olmaktan çıkardı. Bu kadar çok polise, savcıya hakime gerek kalmazdı… And’ı içselleştirmek, özümsemek, hakkını vererek yaşamak isteyenler için geliştirdiğimiz “müfredat” eklidir. Turgutreis- BODRUM TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76 E-POSTA: galipbaran@ttmail.com WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com/www.internethaber.eu/ www.turkcelil.com (siteler tam faal değil) *** MÜFREDAT” (*) “Ben …….. ……… Bundan böyle: (A) Aşırı tüketmeyeceğime, Vergi kaçırmayacağıma, Çevreyi kirletmeyeceğime, Milli servete zarar vermeyeceğime, Trafik kurallarını çiğnemeyeceğime, Rüşvet vermeyeceğime/almayacağıma, İmar yasasına aykırı işler yapmayacağıma, Sağlığa aykırı alışkanlıklar edinmeyeceğime, İş ahlakının korunması için çaba göstereceğime, Her şeyi devletten bekleme alışkanlığını terk edeceğime, Diğer deyişle, KIRMIZIDA DURACAĞIMA, dahası, “Burası Türkiye Bağımlılığı” ile savaşacağıma, şöyleki: (B) Sayılan alanlarda KIRMIZIDA GEÇMEK isteyenleri, yani “Burası Türkiye Bağımlıları”nı SOSYAL YAPTIRIM olarak bilinen yöntemle uyaracağıma, (C) Uyardıklarıma, kendilerinin de KIRMIZIDA GEÇMEĞE kalkışan başka “Burası Türkiye Bağımlıları”nı aynı yöntemle uyarmalarını önereceğime, SÖZ VERİYORUM. KIRMIZIDA DURMAK: “Burası Türkiye Bağımlılığı”ndan kurtulmayı hedef alan bir kavramdır. SOSYAL YAPTIRIM: “Burası Türkiye Bağımlıları”nı, kırmızıda geçmeğe kalkıştıkları anda utanmaktan başka bir tepki gösteremeyecek şekilde uyarmaktır. (*) : Beni (a) “erdem”e yönlendiren, (b) “yasa bağımlısı” olmamı sağlayan, (c) “Burası Türkiye Bağımlılığı”ndan kurtaran bu “müfredat” yaşama geçtiğinde, Türk Halkı’nın “Muasır Medeniyet”i aşacağını biliyorum. Galip BARAN Rektör Bilinç Üniversitesi Turgutreis- BODRUM TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76 E-POSTA: galipbaran@ttmail.com WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com/www.internethaber.eu/ www.turkcelil.com (siteler tam faal değil) *** Meryem Özen TRT-2 Haber Vizyon Programı yapımcısı Sayın Meryem Özen 1989 yılında Bodrum’un Turgutreis Beldesinde birkaç emekli arkadaşla bir çöp toplama kampanyası başlattık. İnsanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız bu çalışma, zamanla, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yaşanan sorunları önlemeyi öngören projelere dönüştü… Yaşam biçimimizde devrim niteliğinde değişikliklere yol açan bu çalışmaları yaparken: * Kendimizi tanımağa başladık. * Bazılarımız “yasa bağımlısı” olduk. * “Toplumsal sorumluluk bilinci”ni hayata geçirdik. * “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedik. * Edindiğimiz “tecrübi bilgi” ile Bilinç Üniversitesi’ni kurduk. * Yalnız ülkemizde değil, dünyada yaşanmakta olan insan kaynaklı sorunların tümünün insanın nefsinin tutsağı, eşdeyişle, bencil bir varlık oluşundan kaynaklandığının farkına vardık… İzleyenler, çalışmalarımızı, “herkes sizin gibi olsa”, “ sizin gibilerin sayısı çoğalmalı”, “siz insanlık için çalışıyorsunuz” benzeri sözlerle değerlendiriyorlar. Bizleri “cömertçe” övüyorlar… Şu var ki; bizleri övenler sayımızı çoğaltma konusunda çok isteksiz davranıyorlar; “bananeci” bir tutum takınıyorlar… Bilinç Üniversitesi; “Burası Türkiye” denilerek ifade edilen, çok hafife alınan, aslında yüzümüzü kızartması gereken sorunla “yasa bağımlısı” sayısını çoğaltarak savaşmak amacıyla inşa edildi… Sayın Özen, Bilinç Üniversitesi’nin amacına ulaşabilmesi için medya desteğine ihtiyacı var. Yıllardır devam eden, bizlere diğerkam kişilik kazandıran “okul dışı eğitim” çalışmalarında geliştirdiğimiz “müfredat” eklidir. Saygılarımızla Galip Baran Bilinç Üniversitesi Baş-amelesi Turgutreis- BODRUM EKİ: Müfredat *** NTV Televizyonu / Doğru Tercih Programı Yapımcısı Sayın Yapımcı, 1989 yılında Bodrum’un Turgutreis Beldesinde birkaç emekli arkadaşla bir çöp toplama kampanyası başlattık. İnsanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız bu çalışma, zamanla, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yaşanan sorunları önlemeyi öngören projelere dönüştü… Yaşam biçimimizde devrim niteliğinde değişikliklere yol açan bu çalışmaları yaparken: (a) Kendimizi tanıdık. (b) Bazılarımız “yasa bağımlısı” olduk. (c) “Toplumsal sorumluluk bilinci”ni hayata geçirdik. (d) “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedik. (e) Edindiğimiz “tecrübi bilgi” ile Bilinç Üniversitesi”ni kurduk. (f) Yalnız ülkemizde değil, dünyada yaşanmakta olan insan kaynaklı sorunların tümünün insanın “nefsinin tutsağı”, eşdeyişle, “bencil bir varlık” oluşundan kaynaklandığının farkına vardık… İzleyenler, çalışmalarımızı, “herkes sizin gibi olsa”, “ sizin gibilerin sayısı çoğalmalı”, “siz insanlık için çalışıyorsunuz” benzeri sözlerle değerlendiriyorlar. Bizleri “cömertçe” övüyorlar… Şu var ki; çalışmalarımızı övenler, “sayımızı çoğaltma” konusunda çok “hasis” davranıyorlar; “bananeci” bir tutum takınıyorlar… Bilinç Üniversitesi’nin kuruluş amacı: genelde “Burası Türkiye” denilerek ifade edilen, ne yazık ki çok hafife alınan, aslında yüzümüzü kızartması gereken bu sorunu “yasa bağımlısı” sayısını çoğaltarak çözmek, tarihin çöplüğüne atmaktır… Sayın Yapımcı, Bilinç Üniversitesi’nin açıklanan amaca ulaşabilmesi için medya desteğine ihtiyacı var. Başta sayılan alanlarda yıllardır devam eden, “diğerkam bir kişilik” kazanmamıza da yol açan çalışmalarda geliştirdiğimiz “müfredat” eklidir. Saygılarımızla Galip Baran Bilinç Üniversitesi Turgutreis- BODRUM TEL: 0252) 382 34 77/ (0535) 844 84 76 WEB:www.bilinc-universitesi.blogspot.com/www.galipbaran.blogspot.com/ www.turkcelil.com EKİ: Müfredat *** GALİP BARAN HİZMETİNDE OLACAĞI BİR ÜLKE ARIYOR… Ben Galip Baran; Bodrum’un Turgutreis Beldesinde yaşıyorum. Dünyanın ilk Bilinç Üniversitesi’nin inşaatında Baş-amele olarak çalıştım. Küresel ısınma felaketine adım adım yaklaşan bu Gezegen’in ilk “Bilinçolog”u ve tek “yasa bağımlısı”yım… Bilinç Üniversitesi’ni inşa ederken (a) “yurdumu ve milletimi özümden çok sevme ilkesi”ni özümsedim (b) diğerkam bir kişilik edindim. O kişiliği edinirken, “senin gibilerin sayısı çoğalmalı” diyenler yanında, deli olduğumu söyleyenler de oldu… Sonuç olarak: Ne Turgutreis’de, ne de Türkiye’de ciddiye alınmadım. Ciddiye alınmadığıma değil, ne Turgutreis’ ne de Türkiye’ye hizmet edemediğime yanıyorum. Bu durum karşısında, ciddiye alınacağım, faydalı olacağım bir ülke arama gereğini duymuş bulunuyorum. Bilinç Üniversitesi’ni inşa ederken edindiğim özelliklerin, hizmetinde olacağım ülkede yaygınlaşması durumunda o ülkede barışın; dünyada yaygınlaşması durumunda, “Dünyada Barış”ın gerçekleşeceğine inanıyorum… Beni kabul edecek ülkeden maddi bir beklentim olmadıktan başka ömrümün kalanını geçirmeyi umduğum o ülkede “insanlık için çalışma”yı TAAHHÜT ediyorum. “Taahhüte sadakat”, başta gelen ilkemdir: 1996 yılında Bodrum’da, HABİTAT Trafik Kozası Kolaylaştırıcısı olarak üstendiğim sorumluluğun gereğini yerine getirmeyi ve ölünceye kadar sürdürmeyi TAAHHÜT etmiş bulunuyorum (bkz. “Bay HABİTAT gitti İş Başa Düştü”/ Yarımada –Bodrum/ 25 Ekim 1996 ve “Her Kavşağa bir Galip- Ölünceye kadar/ Sabah-Kadıköy- Eki/ 16 Aralık 1997) Beni kabul edecek ülkeye gitmek için yapacağım yolculuğun masraflarını da kendim karşılayacağım. Beklentim, tek beklentim: Çalışmalarımın ciddiye alınması ve hizmetimin kayda değer bulunması durumunda, yaşantımın bundan sonrasını sürdüreceğim o ülkede mütevazi bir ikametgah tahsisinden ibarettir. Galip BARAN Bilinç Üniversitesi Baş-amelesi Turgutreis- BODRUM TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76 E-POSTA: galipbaran@ttmail.com WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com/www.internethaber.eu/ www.turkcelil.com *** TRAFİK TERÖRÜNE SON VERME VE DEMOKRASİYİ TABANA YAYMA PROJESİ ÖN BİLGİ : 1989 yılında, İngiliz turistlerin Didim’de bir temizlik kampanyası başlattıkları ile ilgili haberi okuduktan sonra (Bodrum’un Turgutreis Beldesinde) birkaç emekli arkadaşla bir çöp toplama kampanyası başlattık. “Okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız bu çalışma, zamanla, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yaşanan sorunları önlemeyi öngören projelere dönüştü. İnsanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız bu çalışmalar yaşam biçimimizde devrim olarak tanımlanabilecek değişikliklere yol açtı. Şöyle ki : (a) Kendimizi tanıdık. (b) Yukarıda sayılan alanların tümünde bilinçlendik, (c) “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedik, (d) “Toplumsal sorumluluk bilinci” olarak tanımladığımız bir kavramı hayata geçirdik. (e) “İklim değişikliği”nin, insanın “bencil bir varlık” oluşundan kaynaklandığının ve yaşamakta olduğu sorunların tümünün ektiğini biçmekte olduğunun farkına vardık… Sonuç olarak: Bazılarımız “yasa bağımlısı” olduk, yasal sorumluluklarımızı aşan sorumluluklar üstlendik. Edindiğimiz “tecrübi bilgi”den yola çıkarak Bilinç Üniversitesi”ni kurduk;“Bilinç Çağı”nda yaşamağa başladık; Bu ülkede yaşanmakta olan sorunların, toplumun, “burası Türkiye” denilerek ifade edilen bağımlılığa dönüşen bir sorunun parçası olduğu gerçeğiyle açıklanabileceğini ve çok hafife alınan bu sorunun “diğerkam bir kişilik” kazanılarak aşılabileceğini anladık… Başta sözü edilen “okul dışı eğitim” çalışmalarında aşağıda görülen projeyi geliştirdik. Çocuklarımıza “diğerkam kişilik” kazandıracak olan bu projenin, ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulmasını öneriyoruz. Bu projenin “burası Türkiye” ifade edilen sorunun, hemen olmasa bile, gelecekte aşılmasını sağlayacağını savunuyoruz... Öğrencilerin, bu projenin uygulamasında yer almaları sağlandığında, Türkiye’nin Atatürk’ün açtığı yolda hızla ilerleyeceğine; “Muasır Medeniyet”i aşacağına inancımız tamdır... Uygulamasında gereken özenin gösterilmesi durumunda, bu projenin Türk halkının “70 milyonluk bir aile” olması yolunda bir ilk adımın atılmış olacağına inanıyoruz... PROJE TRAFİK TERÖRÜNE SON VERME VE DRMOKRASİYİ TABANA YAYMA PROJESİ Uygulama yeri : Yayalarla ilgili trafik ışık ve işaretleriyle donatılmış kavşaklar. Örnek kural : Trafik Yasası’nın yayalarla ilgili kırmızı ışık kuralı bu projenin uygulaması için “örnek kural” seçilmiştir. Uygulama : Projede yer alan öğrenciler, kırmızı ışıkta geçmeğe kalkışan yayaları “sosyal yaptırım” olarak bilinen (kırmızıda geçeni, anında, yüzüne karşı, utanmaktan başka tepki göstermeyecek şekilde uyarmayı öngören) yöntemle uyarırlar. Uyardıkları yayalara, kendilerinin de başka yayaları aynı yöntemle uyarmalarını önerirler. Uygulama süresi : Toplumun projenin uygulandığı il, ilçe ya da beldede, Trafik Yasası’nın yayalarla ilgili kırmızı ışık kuralına uyma alışkanlığı görülür şekilde arttığında, yasanın öngördüğü cezanın uygulanması süreci başlatılır. Galip BARAN Rektör Bilinç Üniversitesi Baş-amelesi Turgutreis-BODRUM TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76 E-posta: galipbaran@ttmail.com WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com/www.galipbaran.blogspot.com/www.internet.haber.eu/www.turkcelil.com / *** TRAFİK TERÖRÜNE SON VERME VE DEMOKRASİYİ TABANA YAYMA PROJESİ UYGULAMA PROTOKOLU PROJENİN KATILIMCILARI VE YÜKÜMLÜLÜKLER : Bilinç Üniversitesi : Projeyi, devletin trafikten sorumlu kuruluşlarının ve diğer katılımcıların verecekleri destek ve yapacakları işbirliği çerçevesinde yürütür. Muğla Valiliği : Devletin trafik hizmetinden sorumlu kuruluşlarının bu projeye, verecekleri desteğin en üst düzeyde gerçekleşmesini sağlar. Muğla Belediyesi : Projenin uygulanacağı kavşak ya da kavşakların eksiklerini giderir (nizami hale getirir), çalışmayla ilgili pankart, yazı ve benzeri iletişim araçlarının kentin belli başlı yerlerinde görülecek şekilde sergilenmesini sağlar. Emniyet Müdürlüğü : Emniyet Müdürlüğünün vereceği destek, uygulamada yer alacak görevlilerle birlikte hazırlanacak (protokola eklenecek) bir programla belirlenir. Milli Eğitim Müdürlüğü : Milli Eğitim Müdürlüğü’nün vereceği destek, bu çalışmada yer alacak okulların rehber öğretmenleriyle birlikte hazırlanacak (protokola eklenecek) bir programla belirlenir. (PROGRAM önerisi eklidir) Müftülük : Müftülüğün, bu projenin öneminin camilerde halka anlatılması, ilgili duyuru ve açıklamaların ibadet yerlerine asılması gibi konularda yardımcı olması beklenmektedir. Şoförler ve Otomobilciler Odası : Oda’nın, bu çalışmanın amacını, oda üyelerine ve Federasyona duyurması ve çalışmayla ilgili çağrı ve duyuru ve açıklamaların oda üyelerinin araçlarına asılması gibi konularda yardımcı olması beklenmektedir. Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve kişiler : Trafik sorunuyla ilgilenen kuruluş ya da kişilerin bu projeye destek vermeleri beklenmektedir. KATILIMCI ADI İMZASI Bilinç Üniversitesi : ...................................... .................................... Muğla Valiliği : ...................................... ................................. Muğla Belediyesi : ……………………........ ................................... Emniyet Müdürlüğü : ........................................ ................................... Milli Eğitim Müdürlüğü : ………………................ ................................... Müftülük : ......................................... .................................. Şoförler ve Otomobilciler odası : .......................................... ................................... STK’lar ve bireyler : ........................................... ................................... OKULLAR İÇİN PROGRAM (ÖNERİ) A. OKUL İÇİ ETKİNLİKLER: (a) İLK ÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ * Kavşaklarda yapılan uygulamayı rehber öğretmenlerin gözetiminde izlerler. * Gözlemlerini sözlü ve yazılı olarak ifade etmeleri ve okullarda/sınıflarda düzenleyecekleri trafik köşesi panolarına asarlar. Rehber öğretmenler yardımıyla oyunlar hazırlarlar, sahneye koyarlar. (b) ORTA ÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ * Öğrenciler, uygulamasında rehber öğretmenler eşliğinde yer alacakları projeyi okulda kendi aralarında tartışırlar. Kendilerini ve projeyi uygulamanın sorumluluğunu üstlenecek şekilde geliştirirler. * Trafik örneğinden yola çıkarak ülkenin diğer sorunlarıyla ilgili projeler hazırlamaları hazırlarlar. * Aynı şekilde, oyunlar hazırlayıp, sahneye koyarlar. B. OKUL DIŞI ETKİNLİKLER (a) İLK ÖĞRETİM Bu öğrenciler, orta öğretim öğrencilerinin yer alacakları uygulamaları, rehber öğretmenler gözetiminde izlemeleriyle yetinilebilir. (b) ORTA ÖĞRETİM Türkiye’nin sorunlarını trafikten başlayarak çözmede, örneğin, “burası Türkiye” sorununun çözümünde söz sahibi olacak bu öğrenciler: * Gerekli güvenlik önlemlerinin görevlilerce alındığı kavşaklarda yapılacak çalışmalara rehber öğretmenler eşliği ve gözetiminde katılırlar. * Uygulamayı izleyen halkla iletişim kurarlar, anket ve araştırma yaparlar. * Kendi inisiyatiflerinde düzenleyecekleri kongrelerde, aldıkları sonuçlarla ilgili sunuşlar yaparlar.
KİTABİ BİLGİ, TECRÜBİ BİLGİ VE SORUMLULUK… Galip BARAN
Bilinç Üviversitesi Kurucu Rektörü Varlık bildiğinden sorumludur (*) Kainat bir Hizmet ve Vazife ortamıdır. Her varlık tezahür ederek bu Kozmik Vazife’nin kendisine düşen payıyla meşgul olur. Vazifesini kendi seçen varlık, bilgisini de vazifesine uyacak seviyeye ayarlar. Bu durumda varlık, Kozmik Vazife’nin sadece kendi bilgisine göre yürüttüğü kısmından sorumludur; kendi bilgisinin dışında kalan kısımlar varlığın sorumluluğunda değildir. Başka bir ifadeyle, varlık, tezahür sürecine bilgisi oranında katılır. Bütünün denge ve uyumu, ancak her varlığın bilgisinin sorumluluğunu yerine getirmesiyle sağlanır. Bilginin sorumluluğunu yerine getirmek demek, varlığın , Kozmik İlke ve Kanunlardan kendi seçtiklerini en mükemmel şekilde uygulaması demektir. “Varlık bildiğinden sorumludur” ilkesi’nin etik sonuçları İnsana sorumluluk yükleyen bilgi, kitabi bilgi değil, bizzat uygulanarak ya da derin bir sezgiyle gerçekliği varlık tarafından idrak edilmiş ve hazmedilmiş olan bilgidir. Böyle bir bilgi, hangi kaynaktan gelmiş olursa olsun, artık o insanın öz malı haline gelmiş ve bir yaşam düsturu olmuştur. Yeri ve zamanı geldiğinde insanın o bilgiyi kullanması gerekir; kullanmadığı takdirde hesap sorulmayı hak eder. Çünkü insan bildiğinden sorumludur. (……) Bilen insan bilmeyen insandan da sorumludur. (*) Yarınlar için) Pozitif Yaşam/ Ergün Arıkdal/ say.420-421
AYRICA: İnsanoğluna “nefsin esaretinden kurtulabilmesi” için yardımcı olmak ve “Yurtta Barış Dünyada Barış” konusunda yol göstermek; onu “dünyanın tümünden sorumlu olduğu geçeği”yle yüzleştirmek ve “Bilinç Çağı”yla tanıştırmak.
HEDEF: Bilinç Üniversitesi’nin hedefi: “Cumhuriyet’in Yüksek Seciyeli Muhafızları”nı ve ”Yurdu ve Milleti Özden Çok Seven Nesilleri”ni yetiştirmek için projeler geliştirmek ve uygulamak...
Arkadaşlar !
Hadi gelin, siz de :
* Trafik kurallarına uyun uymayanları uyarın ! Uyarın ki, sizin de “TRAFİK BİLİNCİ”niz olsun !
* Çöpleri sokağa değil, çöp bidonlarına atın ! Atın ki, sizin de “ÇEVRE BİLİNCİ”niz olsun !
* Geri dönüşebilir atıkları atık toplama kutularına atın ! Atın ki, sizin de “TASARRUF BİLİNCİ”niz olsun !
* Vergi borcunuzu tam ve eksiksiz ödeyin ! Ödeyin ki, sizin de “VERGİ BİLİNCİ”niz olsun !
Böyle davranın ki; Türkiye “BENCİLLİK”ten kurtulsun, “GERİ KALMIŞLIK ZİNCİRİ”ni kırsın, “MUASIR MEDENİYET”i aşsın !
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
TEL: (0252) 382 34 77 / (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@ttmail.com
WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com / www.galipbaran.blogspot.com
(1) : Bilinç Üniversitesi’nin sorumluluğu: “Bilgi Çağı” üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli doktor, mimar,mühendis, avukat, sosyolog, psikolog vb meslek mensuplarını yetiştirme çabalarına katkıda bulunmaktır.
BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ'NDEN "duyuru ve çağrı" :: KONFERANS
KONFERANS'A GİRİŞ SERBEST VE BÜTÜN HALKIMIZ DAVETLİDİR!..
29 Mart Seçimleri, gürültü kirliliği'ne karşı tepki "KULAK TIKAMA" eylemi.
resim:1
resim: 2
resim:3
resim:4
resim:5
arkadaş, ESER'ine sahip çık!...
"YENİ BİR TÜRKİYE" İNŞA ETMEK İÇİN KURULAN BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ SENİN ESERİNDİR BİLESİN... ARKADAŞ!... LÜTFEN, ESERİNE SAHİP ÇIK. Mustafa Nevruz Sınacı Bilinç Üniversitesi Rektör Yardımcısı
GÜNÜN HABERİ VE *DÖNEM* KAMPANYASI
DEVR-İ SAADET… YETTİ GARİ BU; *İDARE-İ MASLAHAT ! * BAŞLASIN ARTIK !.. *DEVR-İ EGALİTE *DEVR-İ FRATERNİTE *DEVR-İ LİBERTE ! ** YANİ; *DEVR-İ ISLAHAT ! ***KADINLAR !... GELDİ 29 MART İŞTE FIRSAT ! ÇÖZÜM ::::: Yerel Seçimlerde, BELEDİYELERE : KADIN BAŞKAN ! *** Neden mi ?... ÇÜNKÜ !... ERKEK “ŞİDDET” İ, KADIN “YARADILAN” I SEVER ... *** ERKEK “ŞİDDET” TEN, KADIN “SEVGİ”DEN ANLAR ****BİLİNÇ ÇAĞI VE BİLİNÇ DEVRİMİ SİZE SESLENİYOR ... BAŞLATIN BİZİ DİYOR ! Galip BARAN BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ TURGUTREİS-BODRUM
"KADIN ADAY KAMPANYASI"
Bodrum-Turgutreis, Bilinçhane
***GÜNÜN YAZISI***
Hasan GERÇEKER Yargıtay Başkanı Konu: “Bilinç Yoksulu” bir toplumda “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesini hayata geçirme sorunumuz. Sayın Hasan GERÇEKER Bizler; çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme alışkanlığı v.b. alanlarda yıllardır yapmakta olduğumuz, yaşam tarzımızda “DEVRİM” niteliğinde değişikliklere yol açan “okul dışı eğitim” çalışmalarında “yeni bir bilinç” anlayışı geliştirdik. Bilinç kavramını sorumluluk kavramıyla bütünleştirdik. Somutlaştırdık. Bu sonucu “Yasa Bilinci” olarak açıklayıp tanımladık. 1996 yılında, Bodrum’da, “Trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım” çağrısından esinlenerek, Trafik Yasası’nın yayalarla ilgili trafik ışıklarıyla donatılmış kavşaklarda başlattığımız çalışmada geliştirdiğimiz, “trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma” projemizin uygulamasında edindiğimiz birikimden yola çıkarak geliştirdiğimiz; “Trafik Bilinci”ni: “Trafik Yasası’nın kurallarının tümüne, aynı özen ve duyarlıkla uyulmasını ve uymayanların uyarılmasını öngören bir kavram” şeklinde ifade ettik. Trafik Yasası’nın sürücülerle ilgili kırmızı ışık kuralına uyan sürücülerin, yaya iken (genelde herkesin) aynı yasanın yayalarla ilgili kırmızı ışık kuralına uymadıkları, uysalar bile uymayanları uyarmadıkları gerçeği ve trafik kazalarında “insan kusuru”nun % 95 düzeyinde olduğu dikkate alındığında, “Trafik Bilinci”nden bi-haber bir toplum olduğumuz kolayca görülür. Böylece bizler, bu durumu ve bilincin bütünsel bir kavram olduğu gerçeğini dikkate alarak yaptığımız değerlendirme sonucunda, “bilinç yoksulu” bir toplum olduğumuza inanmış ve ifade etmiş bulunuyoruz… Diğer taraftan, ben, birey olarak, bu çalışmalarda yer alanlar arasında, bir emekli (koşulları en uygun kişi) olarak, bütün zamanımı harcayarak sürdürdüğüm bu etkinliklerin bir aşamasında, “Yasa Bağımlısı” olduğumun farkına vardım. Bodrum’da uygulamaya koyduğumuz projenin Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere, Anadolu’nun pek çok kentinde gerçekleştirdiğimiz etkinliklerinde; rütbeli-rütbesiz her kesimden polislerin, askerlerin, hatta deneyimli avukatların bile kural çiğnediklerini, trafik suçu işlediklerini gördük. Onları; “Yeşili Bekle, lütfen” ve “Sağdan lütfen” yazılı pankartlarla gerçekleştirdiğimiz uygulamalarda, bazen, “Sosyal Yaptırım” olarak tanımladığımız, bireyin “utanma duygusu”nu hedef alan bir yöntemle, sessizce; bazen de, “Komiserim! Yüzbaşım! Memur bey! Trafik suçu işlediniz! “ diyerek, megafonla seslenerek uyardık.Uyarılanların bazılarının “bizi utandırdınız” diyerek, bazı trafik polislerinin, “bir daha olmaz” diyerek, ancak gülümseyerek gösterdikleri tepkiler karşısında; devlet kuramının “olmazsa olmaz”ı bir kavram olduğuna inandığımız YASA konusunda bir “BOŞLUK” yaşandığını, bu nedenle işlevsel bir görev yapmakta olduğumuzu anladık. Zaman zaman gözaltına alındığımız bu çalışmalarda yasa ve bilinç konularında edindiğimiz, birikimimizi üst düzey yetkililere anlatamamanın ve yukarıda sözü edilen “trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma” projemizin ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması için Milli Eğitim Bakanlığına yaptığımız başvurulardan sonuç alamamanın üzüntüsünü yaşarken, basında yer alan haberlerden (*), Yargıtay Üyelerinin de trafik suçu işlediklerini öğrendiğimizde, hiç şaşırmadık… Sözü edilen çalışmaları yaparken, bir başka “BOŞLUK”u doldurmuş olduğumuzun; öğrencilik günlerimizde, her sabah, okulda, bir ağızdan bağıra çağıra dile getirdiğimiz, “yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesini hayata geçirdiğimizin farkına vardık. O ilkenin hayata geçemeyişinin “bencil varlıklar” oluşumuzdan kaynaklandığını ve “bencil varlıklar”ın, yurdu ve milleti “özleri kadar” bile sevemeyeceklerini de aynı çalışmalarda öğrendik…Sayın Başkan, Bizler; “yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesinin hayata geçirilmesi için gereken çaba gösterilmedikçe; (a) “Yurtta Barış”ın gerçekleşemeyeceği, (b) “Muasır Medeniyet”i aşamayacağımız, (c) Atatürk’ün açtığı yolda gösterdiği hedefe yürüyemeyeceğimiz, (d) “Birlik beraberlik” ya da “tek yürek” olma söylemlerinin nutuklarda kalacağı, (e) “Cumhuriyet’in ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızları” olamayacağımız gerçeğini İDRAK ETMİŞ BULUNUYORUZ. Bize göre; sözü edilen ilkenin hayata geçebilmesi için ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması talebiyle M.E.Bakanlığına başvurusunu yaptığımız ,“trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma” projemizin uygulamaya konması yeterlidir. Sözü edilen ilkeyi hayata geçirebilme çabamızda bize destek vermenizi, yardımcı olmanızı, bizlerle işbirliği yapmanızı bekliyoruz. Saygılarımızla Galip BARAN Rektör; Bilinç Üniversitesi - Turgutreis-BODRUM **** (*) : Yargıtay Üyeleri Trafik cezası ödüyor. Akşam Gazetesi/ 27 Eylül 2008Yargı soluduğumuz hava kadar önemlidir. Her fırsatta yargı mensuplarının dokunulmazlığı olduğu ileri sürülür. Yargı bağımsızlığı ve hakim teminatını güvenceye alan düzenlemeler dokunulmazlık olarak algılanmamalı. Hakimlerin trafik cezası bile ödemediği yazılıp çiziliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Trafik ihlali yapan Yargıtay üyeleri hakkında kesilen cezalar, 1’ Başkanlık Kurulu’na geliyor. Nerdeyse her hafta 4-5 Yargıtay üyesi arkadaşımıza, trafik cezasından kaynaklanan ödeme emri çıkartıyoruz.