3 Aralık 2009 Perşembe

“BURASI TÜRKİYE”
SERGİSİ…
Genelde “Burası Türkiye” diyerek ifade edilen, bağımlısı olduğumuz, çok hafife alındığı nedenle bedeli çok ağır bir şekilde, örneğin sellerle, depremlerle, yangınlarla ödenen, bazıları aşağıdaki görüldüğü şekilde gazete manşetlerine yansıyan sorunlarla ilgili bir sergi açılacaktır.
Bu serginin amacı: Sözü edilen soruna karşı başlatılan “savaş”la ilgili birikimi sorunu üretenlerle paylaşmak, onların geleceğin “Burası diğerkamlar ülkesi Türkiyesi”ni inşa çalışmalarında yer almalarını, diğer deyişle, “sorunun değil çözümün parçası” olmalarını sağlamaktır.
Amacı açıklanan ve bir konferans eşliğinde sunulacak olan sergi için ad önerinizi bekliyoruz.
Mustafa Nevruz Sınacı
Bilinç Üniversitesi (1) Basın ve Hukuk İşleri Danışmanı
Hukukçu, siyaset bilimci, araştırmacı yazar
(0312) 312 433 82 06
(1) : Turgutreis Bilinç Üniversitesi’nin öncelikli hedefi: Bilgi üniversitelerinin, Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına önayak olmak, böylece, onların, “Bilinç Çağı”nın bilinçli mühendislerini, mimarlarını, doktorlarını, psikologlarını vb meslek mensuplarını yetiştirme çabalarına katkıda bulunmaktır.
***
BODRUM HABİTAT DEKLARASYONU
1. Bodrum Yarımadası’ndaki sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler, merkezi hükümet temsilcileri , kozalar, ortaklar, bireyler olarak bizler 17-21 Ekim 1996 tarihleri arasında Bodrum HABİTAT Konferansı’nda bir araya gelerek yöremizin çevre ve yaşam koşullarını, sorunlarını ve çözüm yollarını, verilere ve gözlemlere dayalı olarak değerlendirdik, tartıştık. HABİTAT II Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı’nın sonuç belgeleri olan İstanbul Deklarasyonu ile Türkiye Ulusal Rapor ve Eylem Planı’nın amaç, ilke ve yöntemleri çalışmalarımızın çerçevesini oluşturdu. Bu bağlamda insan yerleşimlerini hakça, sürdürülebilir ve yaşanabilir kılma amaçlarını benimsediğimizi; bu amaçlara yurttaş ve kentli bilinci, yapabilir kılma sratejisi ve çok ortaklı yönetim ve yönlendirme ilkeleri çerçevesinde ulaşılabileceğini; bunu için de ortaklık anlayışının yaşama geçirilmesinin gerekli ve zorunlu tespit ediyoruz. HABİTAT amaçlarına ulaşmada yerel girişim ve eylem programlarının taşıdığı önemin bilincinde olarak, ülkemizdeki ilk Yerel HABİTAT ‘ı Bodrum’da düzenlemiş olmaktan kıvanç duyuyoruz.
2. Kıyısallaşma ve ikinci konut yapımı sürecinden ve turizm hareketinden aldığı önemli pay nedeniyle hızlı bir nüfus artışının gerçekleştiği Bodrum’da yerleşme ile ilgili düzenlemelerin ihtiyacı karşılamaktan uzaklaştığını, yaşam ortamımızdaki bozulmaların önlenemez, planlanamaz ve denetlenemez hale geldiğini, Yarımada’da büyük altyapı ve temel hizmet açıkları oluştuğunu, suyun minimum nüfusa yetmez halse geldiğini, kanalizasyon ve artmanın yetersiz olduğunu, çözülmesi acilleşmiş bir atık sorunuyla karşı karşıya olunduğunu, ulaşımın kent ve yarımada ölçeğinde tıkandığını, tüm bunların sonucu turizm kesiminin nitelikli hizmet veremez hale geldiğini ve standartların düştüğünü, yat limanı ve çekek yerleri kapasitesinin dolduğunu saptadık.
Yoğun ve düzensiz yapılaşma sonucu sadece doğal ve tarihi ortamın tahrip olmakla kalmayıp; görsel kirliliğin, çevre ve ses kirliliğinin de taciz edici çizgiye ulaştığını, aynı zamanda yerleşimin özgün sosyal kimliğinin ve hemşehrilik bilincinin de zedelendiğini, sosyal, kültürel, alt yapının eğitim hizmetlerinin gelişen bir Bodrum Yarımada’sının dinamikleriyle uyum içinde olmadığını saptadık. Bodrumluların yaşamlarını mutlulukla sürdürebilecekleri gelecekteki Bodrum’u düşünmekte giderek güçlük çektiklerini belirledik.
3. Gelecek kuşaklara en azından devraldığımız kadarını devretme bilinciyle baktığımızda:
Gördük ki, sorunlarımızın önemli bölümünü sosyal, kültürel, tarihi değerleri korumayı ve Bodrum Yarımadası’nın yerleşim düzenini yeni bir bakış açısıyla tasarlamayı amaçlayan bir hemşehrilik bilinciyle çözebiliriz.
Gördük ki, sorunlarımızın bir kısmını kendi gücümüz ve ortak çabalarımızla doğrudan çözebiliriz. Sosyal ve ekonomik çelişkilerin belirlediği noktalarda aramızda oluşturacağımız uzlaştırıcı oluşumlarla harekete geçirebiliriz.
Gördük ki, sorunlarımızın bir kısmını kamu otoritesinin, kamusal hizmet alanının, yarımadada yaşayanların ortak talepleri doğrultusunda geliştirmesini sağlayarak çözebiliriz.
Ve biz, kadını-erkeği, çocuğu-genci-yaşlısı tüm Yarımadalılar Bodrum Yarımadası’nın tüm olanaklarını harekete geçirerek ve tüm sorunlarımıza yaratıcı çözsümler üreterek, yaşam ortamımızdaki olumsuz gelişmeyi durdurmak ve yeniden iyileştirmek üzere İş Programımızı hazırladık. HABİTAT’ın simgelediği işbirliği ve dayanışma kültürü çerçevesinde Bodrum Yerel HABİTAT Konferansı’nın Ulusal HABİTAY ve Akdeniz Bölgesel HABİTAT oluşumlarının gerçekleşmesi sürecinde anlamlı bir aşama olduğu düşüncesiyle Türkiye’deki Yerel HABİTAT inisiyatiflerinin yaygınlaşması için çağrıda bulunmayı görev biliriz. Bodrum HABİTAT Kozası / 24. 11. 2009 ***
DİĞERKAM DOĞANLAR
Sayın Mustafa Nevruz Sınacı,
18 Kasım günü Bodrum Belediyesi önünde “Burası Türkiye” Sergisi eşliğinde başlattığımız etkinliğe katılan arkadaşlarla Turgutreis’te toplandık.
Ben hodkamlıktan nasıl kurtulduğumu, nasıl diğerkam olduğumu anlattım.
Bu sonucu çevre, tüketim, trafik, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda başlattığımız, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız “okul dışı eğitim olarak tanımladığımız çalışmalara borçlu olduğumu ifade ettim. “Diğerkamlığın okulu yok” şeklindeki düşüncemi tekrarladım.
Diğerkam bir insan olarak nasıl yaşadığımı, görenlerin, düşüncelerini “herkes senin gibi olsa”. “senin gibilerin satısı çoğalmalı”, “sen insanlık için çalışıyorsun” benzeri sözlerle ifade ettiklerinden söz ettim....
Bir ara arkadaşlardan ikisi, Bodrum’da, iki gün önce sayın Kanadoğlu’nun da konuşmacı olduğu konferansla ilgili olarak bazı değerlendirmeler yaptılar.
Sayın Kanadoğlu’nu övdüler.
Değerli, ünlü, bilim ve siyaset adamlarının adını duyunca aklıma diğerkamlık konusu gelir.
Sayın Kanadoğlu’nun da diğerkam olup olmadığı sorusunu ortaya attım. Ardından sorumu sayın Turgut Özakman için de tekrarladım.
Aylar önce Yalıkavak’ta yapılan bir panele katılan sayın Süheyl Batum’un da diğerkamlığını sorgulamıştım. Vukuatım çok.
Kanadoğlu’nun diğerkamlığını sorgulamama bozulduğu anlaşılan arkadaşlardan birisi, “Galip bey, sayın Kanadoğlu da sayın Özakman da en az senin kadar diğerkamdırlar. Onlar farklı kulvarlarda çalışıyorlar. O Konferansları vermek, kitapları yazmak için büyük fedakarlıklar yapıyorlar, gece gündüz çalışıyorlar” dedi.
Okulu olmadığına göre, doğuştan fedakar olan insanlar da var demektir. Onların bir Diğerkamlar Partisi kurduklarını düşünüyorum da…
Parti kurmak istemeyebilirler. Diğerkamlık konusunda konferansları verseler, seminerler düzenleseler, paneller, sempozyumlar yapsalar nasıl olur.
Bu tür etkinliklerin ilkini Bodrum’da gerçekleştirseler. Onları en can kulağıyla dinleyen ben olurum. Sonra Türkiye’yi dolaşsalar…
Türkler; diğerkam, (özgeci, elci, elsever) başkalarını iyiliği için çalışmayı yaşam ve ahlak ilkesi yapan insanlar oluverseler. Adalet sorun olmaktan çıksa, bu kadar çok polise, savcıya, hakime avukata ihtiyaç kalmasa, “Yurtta Barış” olsa. Türkiye bir “Diğerkamlar Cumhuriyeti”ne dönüşse. Dünya’yı şaşırtsa, “Dünyada Barış” ın öncülüğünü yapsa…
Galip BARAN
“Daha yaşanabilir bir Bodrum için” Yerel HABİTAT Kozası Kolaylaştırıcısı ***
ÖĞRETMENLERE …
Cumhuriyet’in ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlarını yetiştirmek için halen çalışmakta olan ve önceki yıllarda çalışmış olup, yaşamlarını emekli olarak sürdüren değerli öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günü”ü kutluyoruz
Halen çalışan ve özellikle de emekli olan öğretmenlerimizi Bodrum Belediyesi önünde 18. 11. 2009 günü “Daha yaşanabilir bir Bodrum için” sloganıyla başlattığımızı “Burası Türkiye Sergisi” eşliğinde gerçekleştirdiğimiz etkinliği izlemeğe davet ediyoruz.
Değerli öğretmenlerimizi davet etmekten amacımız; yukarıda da sözü edildiği üzere, Cumhuriyet’in ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlarını yetiştirme sorumluluğunu kendileriyle paylaşmayı hedef aldığımızı, bu konuda kendileriyle işbirliği yapmak istediğimizi açıklamaktır.
Ali HAYDAR
“Daha yaşanabilir bir Bodrum için” Yerel HABİTAT Kozası Katılımcısı
***
Belediye Başkanlığına
BODRUM
Bizler; Belediye önündeki yolun karşındaki reklam panosunda (bil-boardda), “Belediye çalışıyor, Bodrum yenileniyor.” şeklindeki yazıyı okuduk.
Sakinleri (yaşayanları) olduğumuz Bodrum’un sahipleri de olmak, böylece Bodrum’u yenileyen Belediyemizle iş ve gönül birliği içinde çalışmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Turizmden beklentilerinin gerçekleşmesi için sakinleri olduğumuz bu ilçenin “daha yaşanabilir bir Bodrum” olması gerektiğine inanıyoruz.
Ancak, Bodrum’un sahipleri olabilmek bu bağlamda Belediyemizle, yukarıda da ifade edildiği üzere, iş ve gönül birliği içinde çalışabilmek için, çalışma yeri olarak kullanabileceğimiz bir “MEKAN”a ihtiyacımız var.
“MEKAN”ı, 1996 yılında gerçekleştirilen ancak devamı getirilemeyen Bodrum Yerel HABİTAT Konferansını, bu defa, öncekinden alınan dersleri de dikkate alarak yeniden başlatma konusunda yapmakta olduğumuz çalışmalar için kullanacağımızı da bilmenizi istiyoruz.
1996 yılında gerçekleştirilen Bodrum Yerel HABİTAT konferansında oluşturulan HABİTAT Uygulama ve İzleme Birimi’ne tahsis edilen odanın uygun bir yer olabileceğini düşünüyor ve talep ediyoruz.
Bu konuda, 17-21 Ekim 1996 tarihlerinde gerçekleştirilen Bodrum Yerel HABİTAT Konferansının açılış konuşmalarında,
“ Bodrum’da yaşayanların kentle ilgili kararlara katılmalarını ve sorunlara birlikte çözüm aramalarına büyük heyecanla yaklaşıyoruz. Bizler kente hizmet vermek için seçilmiş kişiler olarak kentin sorunlarına çözüm bulmak için yapılan her çalışmaya destek vermeye hazırız. (…..) Kendimi önce bir Bodrumlu olarak, daha sonra bir Belediye Başkanı olarak çok şanslı gördüğümü belirtmek istiyorum”
diyen Belediye Başkanı sayın Tuğrul Acar’ın verdiği destek sözünü de hatırlatıyoruz.
Gereğini takdirlerinize arz ederiz
Saygılarımızla.
Funda Neslihan SEVİNÇER
Daha yaşanabilir bir Bodrum için Yerel HABİTAT Kozası Katılımcısı
***
EY
TÜRKİYE’Yİ
YÖNETENLER !...
EY
TÜRKİYE’DE YAŞAYANLAR !...
DUYDUK, DUYMADIK, DEMEYİN !
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ” Nİ BAŞLATAN
“BİLGİ ÇAĞI”
SONA ERDİ !
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ” Nİ DURDURACAK
“BİLİNÇ ÇAĞI”
BAŞLADI !
TÜRKİYE ÇAĞ ATLADI !
MUSTAFA NEVRUZ SINACI
TURGUTREİS BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN VE HUKUK İŞLERİ DANIŞMANI

Hiç yorum yok: