14 Aralık 2009 Pazartesi

Prof. Dr. Necdet Alpaslan
DEÜ Çevre Araştırma ve
Uygulama Merkezi Müdürü

İZMİR
Sayın Prof. Dr. Necdet Alpaslan,

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği ve Çevre Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği “2.Ulusal Katı Atık Kongresi” ndeki konuşmanızda, katı atıkların geri dönüşümünde en büyük aşamanın kitlelerin bilinçlenmesi ile sağlanacağını söylediniz.
Size, 19 Mayıs 2003 tarihli Cumhuriyet’de yer alan bu konuşmanızda kullandığınız “bilinç” sözcüğüyle ilgili olarak yazıyorum…
Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi konularda başlattığımız, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız, yıllardır devam eden çalışmalarda sayılan alanların tümünde bilinçlendim.
Bilinç konusunda adeta uzmanlaştım. Kendimi Bilinçolog olarak tanımlasam yeridir…
İnsanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız bu çalışmaları yaparken yaşam biçimim radikal şekilde değişti:
* "Yasa bağımlısı” oldum.

* "Diğerkam bir kişilik" edindim.
* "Kendimi tanımağa" başladım.
* “Bilinç Çağı”nda yaşamakta olduğumun farkına vardım.
* Edindiğim “tecrübi bilgi” ile Bilinç Üniversitesi’ni kurdum.
* Öğrencilik günlerimizde içtiğimiz And’da yer alan “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi” ni özümsedim.
* “İklim değişikliği”nin bu gezegende bencilce yaşamakta oluşumuzdan kaynaklandığı gerçeğini kavradım ve ektiğimizi biçmeğe başladığımızı idrak ettim.
* "Toplumsal sorumluluk bilinci” olarak tanımladığımız, ancak çok hafife alınması nedeniyle bedeli ağır bir şekilde ödenmekte olan bir kavram geliştirdim, yaşamımda uygulamağa başladım. Örneğin, 2007 yılı Mart ayında İstanbul Bahçelievlerde rögar çukuruna düşüp ölen beş yaşındaki Dilara’nın başına gelenin yaşanmaması için kendimi sorumlu tutuyorum.
Kapaksız bir rögar ya da benzeri bir çukur gördüğümde, dikkat çekmek için etrafına bir şeyler koyup ilgili yerlere haber veriyorum.
Haber vermekle kalmıyor, takip de ediyorum…
“Bilgi Çağı”nda edinilen “kitabi bilgi”nin, ozon tabakasının delinmesini, buzulların erimesini, yağmur ormanlarının yok edilmesini, daha açık deyişle, iklim değişikliği”ni önleyemediği dikkate alındığında; “Bilinç Çağı”nın, “tecrübi bilgi”nin ve Bilinç Üniversitesi’nin anlamı ve önemi kendiliğinden ortaya çıkar…
Sayın Alpaslan ,
2006 yılında Muğla Valiliği’nin “olur”u ile ilk ve orta öğretim okullarında öğrenim görmekte olan öğrencilere bilinç konusunda konferanslar verdim.
Aynı konuda bir sempozyum düzenlemek amacıyla Muğla Valiliği’ne başvurdum.
Ancak, böyle bir sempozyumu düzenleyebilmek için bilinç konusunda bir “usta öğretici” belgesine sahip olmam gerektiği bildirildi. Bu konuda yaptığım başvuru ise, “ bilinç konusunda Bakanlığımız Çıraklık ve Yaygın Eğitimi Genel Müdürlüğünün 7. 09.2006 tarih ve 5386 sayılı yazılarıyla Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği ve buna bağlı olarak çıkartılan 7. 07. 2006 tarih ve 4235 sayılı Yönergede ‘usta öğretici’ belgesi verileceğine dair bir kayıt bulunmadığı bildirilmiştir” denilerek ret edildi.
Çaresizlik ifade edildi…
“Çevre bilgisi”nin çevrenin kirletilmesini, “tasarruf bilgisi”nin israfı, “trafik bilgisi”nin trafik kurallarının çiğnenmesini, “vergi bilgisi”nin verginin kaçırılmasını önlemede yetersiz kaldığı biliniyor. Bu nedenle, sayılan alanlarda bilinçlenmenin olmazsa olmaz bir ihtiyaç olduğunu kabul edeceğinize inanıyorum.
Bu durum karşısında, toplumun bu konuda duyarlı kesimi için yukarıda sözü edilen sempozyum ya da benzeri bir etkinlik düzenlemenin yaşamsal olduğunu düşünüyorum.
Öngörülmesine karşın, mevzuatında yer almadığı nedenle M. E. Bakanlığınca karşılanamayan “usta öğretici” belgesi alabilmem için yardımcı olmanızı istiyorum.
Bilinç konusunda dikkatinize sunmak istediğim bir başka önemli konu: “Bilgili”, “kasıtlı”, “maksatlı” ya da “bilerek” yerine “bilinçli” ; “bilgilendirmek” yerine “bilinçlendirmek” denilerek yapılan yanlışlıktır. Yaşadıklarımdan öğrendiğime göre, bilinç sözcüğü, fiil olarak kullanıldığında nesne almaması gerekiyor.
Ben, bilinçlenmemi, yukarıda açıklandığı üzere, “okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız çalışmalarımıza borçluyum. İnsanın okuyarak, yazarak, görerek, duyarak bilinçlenebileceğini düşünemiyorum.
Sonuç olarak: (a) bilinç konusunda dile getirdiğim düşünce ya da bulgularımın akademik ortamda tartışılması ve (b) yukarıda sözü edilen “usta öğretici” belgesi ihtiyacımın karşılanması konularında yardımcı olup olamayacağınızı öğrenmek istiyorum.
Saygılarımla.
Galip BARAN
Bilinç Üniversitesi (1) Kurucusu
TEL: (0252) 382 34 77 - (0535) 844 84 76
E-POSTA: galipbaran@ttmail.com
WEB: www.bilinc-universitesi.blogspot.com, www.galipbaran.blogspot.com
(1) : Bilinç Üniversitesi’nin misyonu: “Bilgi Çağı” üniversitelerinin, Bilinç Enstitüsü ya da Bilinç Kürsüsü gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak, böylece, zamanla, “Bilinçoloji A.B.D.’na dönüşebilecek bu bölümlerde, daha bilinçli mühendislerin, mimarların, doktorların, psikologların vb meslek mensuplarının yetiştirilmesi çabalarına katkıda bulunmaktır.
KİTABİ BİLGİ ÜZERİNE…
(1) Bilgi uygulamayla bilgeliğe dönüşür. (Tanrı ile Sohbet/ Neale Donald Walsch/ Ötesi Yayınları)
(2) Çağımızın en büyük ihtiyacı bilgi değil, bilgeliktir. Bilgelikle birleşmeyen bilgi ve teknoloji, iktidar hırsıyla gözleri dönmüşlerin elinde, büyük bir yıkıma dönüşür.(Bertrand Russel/ Çağdaş felsefe sözlüğü/ Cemal Yıldırım/ Bilgi Yayınevi)
(3) İnsana sorumluluk yükleyen bilgi, kitabi değil, gerçekliği varlık tarafından, bizzat uygulanarak idrak edilmiş ve hazmedilmiş olan bilgidir. Böyle bir bilgi o insanın öz malı haline gelmiş ve bir yaşam düsturu olmuştur. Yeri ve zamanı geldiğinde insanın o bilgiyi kullanması gerekir; kullanmadığı takdirde hesap sorulmayı hak eder. Çünkü İnsan bildiğinden sorumludur. Bilen insan bilmeyen insandan da sorumludur. (Pozitif yaşam/ Ergün Arıkdal/ sayfa 421-423)
13. 12. 2009
***
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE ÇÖZÜM :
DİĞERKAMLIK ANDI
“İklim Değişikliği” olarak bilinen sorun; bu gezegende yaşamakta olan “Bilgi Çağı” insanının, “bilgi merkezli” eğitim anlayışının, hodkamca yaşayışının sonucudur. Bu gezegenin sakinleri, hodkamca yaşamanın bedelini ağır bir şekilde ödemektedir.
“İklim Değişikliği”nin durdurulabilmesi için “bilgi merkezli” eğitim anlayışının kurbanı olan “Bilgi Çağı” insanının , bundan böyle, hodkamca yaşamamı terk edip diğerkamca yaşaması, “bilinç merkezli” eğitim anlayışına aktarma yapması gerekiyor.
Bu değişimin mümkün olduğu; çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme gibi, insanın, davranışlarının ve nedenlerinin araştırıldığı, “okul dışı eğitim” olarak tanımlanan, bireye “diğerkam kişilik” kazandıran çalışmalarda edinilen “tecrübi bilgi” ile kurulmuş olan Bilinç Üniversitesi tarafından kanıtlandı.
Sözü edilen çalışmalarda geliştirilen “Diğerkamlık Andı” eklidir. Bu And’ı öğrenmek ya da ezberlemek insana “diğerkam kişilik” kazandırmaz, bilgilendirir. Diğer deyişle, yol gösteren bir kılavuzdur. Diğerkam kişilik kazanabilmesi için insanın And’da söylenenleri yaşamında uygulaması gerekir.

Hiç yorum yok: