10 Eylül 2008 Çarşamba

Galip Baran'ın toplumsal bilinci
Prof. Dr. İSA KAYACAN
Toplumsal alanda duyarlı olmak…
Bu duyarlılığını, dışa yansıtmak, gündemlere taşımak.. Herkesin uyması gereken kurallar demeti üzerinde titizlik göstererek, çevresine, çevremize örnek olmak için gayret içinde bulunmak.. Üzerinde durulan, durduğumuz konularda ses getirmek, başarılı olmak.. Bunlar ve buna benzer onlarca, yüzlerce ana konu, toplumumuzdaki bireylerin duyarlılıklarıyla şekillenir, yön verilir.. Kamuoyunun paylaştığı önemli alanlar haline gelir.. Peki bunlar kendiliğinden sonuçlanacak, olumlulaşacak, meyve verecek değil ya!.. Sen, ben, o ve öteki duyarlı olduğu, bilinçli olduğu takdirde, toplumsal duyarlılığın varlığı neteşecek, şekli değişecektir.
BİR GALİP BARAN
Muğla merkez ve Bodrum ilçemiz bünyesindeki gazeteci arkadaşlarımızdan pek çok kez dinledim: Bir Galip Baran varmış. “Galip Dede” diye hitabeliyormuş, toplumun değişik kesimlerindeki insanlar O’nunla çok kolay anlaşıp, kaynaşıyorlarmış.. Önce bu anlatımlar kulaklarımda, sonra beynimde yeretti. Galip Baran’ın işi gücü, çevreyle, sigaranın zararlarıyla, trafik gibi önemli konular üzerinde topluma birşeyler anlatabilmek için, belirli ve işlek cadde, sokak ve yerleşim yerlerinde dolaşıp, elindeki pankartlarla, üzerindeki yeleğin ön ve arka yüzüne yazılanlarla kimsenin yapmadığını daha doğrusu yapmak istemediğini, bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, yani ısrarla sürdürmesi gerçeğiyle epey mesafe alınmış.
BİR GÜN ANKARA KIZILAY’da..
Birgün, Ankara Kızılay’da, trafik ışıklarının bulunduğu noktalardan birinde, başında şapkası, elinde, “Sağdan lütfen, Yeşili bekle lütfen” gibi trafik uyarıcı pankartların bulunduğu, sırtındaki yeleğinin ön ve arka yüzündede benzer yazıların bulunduğu yaşına rağmen, hareketli bir şahısla karşılaşınca, Muğla ve Bodrumdaki gazeteci arkadaşlarımın anlattıkları şahıs aklıma geldi.. “O, bu olabilir” diye düşünüp, yayalarla, trafik polisleriyle ortak bir görev yapılıyor izlenimi veren şahsın yanına doğru yaklaşmaya çalıştım. Yaklaştım.. Fırsatını bulup;
-”Siz Galip Baran mısınız?” dedim.. Şaşırdı. Oradaki işleri bitince, kalabalıktan ayrıldık.. Kendisiyle ilgili bilgi edindiğim Muğla ve Bordumdaki gazetecilerden gözettim.. “Evet, doğru.. Galip Baran benim” dedi.
Kendisiyle görüşmek istiyordum. Bir yere oturduk.. Konuşmaya başladık.. Çalışmalarından sözetti. Elindeki pankartlar halâ çevredeki insanların dikkatini çekiyordu..Bana biyografisinden bir örnek verdi.
“Sorun bencillik;
Çözüm sencillik”
sloganı beni etkilemişti.
Kendisinin, Muğla-Bodrum’a bağlı Turgutreis beldesinde oturduğunu, yaşadığını öğrendim. Biyografisinde yeralan bilgilerden bazı satırbaşları:
Galip Baran : 1932 yılında Balıkesir-Manyas doğumlu. Erkek Sanat Enstitüsü mezunu. Çalışırken yüksek tekniker diploması aldı.
9 yıl orduda ve USA Pennsylvania State University’de bir yıllık eğitimden sonra 19 yıl Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinde Reaktör İşletme ve Nükleer Elektronik uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1978 yılında emekli oldu.“Senin gibilerin sayısı çoğalmalı” benzeri sözlerle övülen, Dünyalılara, geliştirdiği “sorun bencillik çözüm sencillik” sloganıyla sorumluluklarını hatırlatan Baran, “İklim değişikliği” sorununu çözme “HELAK”i önleme konusunda herkese örnek olmağa çalışıyor.Emeklilikten önce “kişisel çıkar”, sonra “toplumsal çıkar” için çalışmış, bunun biraz geç de olsa farkına vardığını söyleyen; BARIŞ isteyen dünyalılara, yapmaları gereken şeyin, “nefsleri” ile savaşma gerçeğini anlatmada en büyük sorumluluğun emeklilere düştüğünü savunan Baran; “bencil varlıklar”ın “demokrat” olamayacakları gibi, “yurdu ve milleti”, “dünyayı ve dünyalıları” sevemeyeceklerini iddia ediyor.Baran, iyi derecede İngilizce, orta derecede Almanca, az da Fransızca biliyor.
TURGUT REİS BELEDİYE BAŞKANLIĞINA
Galip Baran gibilerin sayısı çoğalmalı ve bunun gibi bilinçli ve özverili çalışanların hareketleri izlenmeli, sesleri dinlenmelidir. Muğla, Bodrum, Turgutreis ve Ankara bütünlüğü içindeki Galip Baran davranışlarını yanyana getirdiğimde gördüğüm tablo şöye karşıma çıkıyor: Galip Baran, özellikle yaşadığı Turgutreis beldesindeki örnek davranışları, kalıcı bilinçlendirme üretimleriyle takdir edilmeli, alkışlanmalıdır. Bu takdir görevi öncelikle Turgutreis Belediye Başkanı ve bu Belediyenin Meclis üyelerinindir..
Şöyle: Turgutreis’in içinde veya uygun bir semtinde, bölgesinde herhangi bir sokağa, caddeye veya kuruluşa “Galip Baran” adının verilmesiyle, bu görev yerine getirilmiş olacaktır.. Sayın Başkanın bilgilerine sunuyorum efendim.

Hiç yorum yok: