27 Haziran 2008 Cuma

POPÜLER BİLİNÇ

TÜRKİYE'NİN İHTİYACI....
Sayın
Zülfü Livaneli’nin ( Z. L. ) Vatan’daki, 21. 06 . 2008 tarihli, “Türkiye’nin lhtiyacı olan şey gerçek bir sol partidir” başlıklı yazısı ve Galip Baran’ın (G. B) karşı düşünceleri ve önerileri.
Z. L. :
Hiç lafı evirip çevirmeden söylüyorum:

Türkiye kadar gelir dağılımı bozuk, bu kadar işsizi, yoksulu olan, iliklerine kadar sömürülen bir ülkenin vazgeçilmez ihtiyacı bir sol partidir. Ama kendisine sol süsü veren bezirgânlar gibi değil. Tabandan gelen, işçi sınıfını örgütleyen, sendikalarla omuz omuza ülkenin aydınlık kesimlerini temsil eden, kültüre sahip çıkan adam gibi bir sol.
G. B. : Saydığınız nitelikte bir parti neden bir sağ bir parti olmasın?

Sonra, o niteliklerin var ya da yok olduğuna kim karar verecek? Bu konuda Lahey Adalet Divanı’na mı gidilecek? Biliniz ki, ne solcuyum, ne de sağcı. Senciller Partisi kurucularındanım. Adından da anlaşılacağı gibi, yalnız Yurtta değil Dünyada da Barış için çalışan tek parti.
Z. L. : Lula Da Silva gibi, Latin Amerika'da fırtınalar yaratan sol liderler gibi hakiki bir sol. Çağdaşlığa sırtını dönmeyen, hukuka saygılı, Türkiye'nin dünyayla ilişkilerini kavramış bir sol. Bu ülkeyi daha da ileriye götürecek; üretimi, sağlığı, eğitimi projelendirecek bir sol. Laf değil proje üreten, ülkenin önüne müthiş kalkınma ve zenginleşme modelleri koyan bir sol. Sadece pastayı bölüşmekle değil, pastayı büyütmekle ilgili bir sol. Avrupa Birliği ile müzakereleri en üst düzeyde götürebilecek, dünyaya güven veren ve halkın çıkarlarını en üst düzeyde temsil edebilecek olan çağdaş bir sol. İnsan haklarına sahip çıkan, Türkiye'yi din-etnisite-milliyetçilik kutuplaşmalarından çıkaracak bir sol. Sahtekârları, hırsızları, kamu kuruluşlarını soyanları değil; bu ülkenin namuslu insanlarını kucaklayacak olan bir sol.
G. B. : Masal gibi bir siyasi oluşumun niteliklerini sayıyorsunuz. Öylesi, hangi diyarda yetişir. Ismarlayalım, hemen. “İklim değişikliği”, “küresel Isınma” sorunları hükmünü icra ederken, saydığınız özelliklere sahip bir parti cankurtaran olur. Yalnız Türkiye’yi değil, dünyayı kurtarır. Yalnız Yurtta değil, Dünyada da Barışı sağlar. Nerde o günler…
Z. L. : Diyeceksiniz ki bu insanlar nerede? Daha doğrusu Türkiye'de böyle insanlar var mı? Evet var! Sesleri çıkmasa bile var. Bu insanlar bir araya gelip de yumruğu masaya vurabilse Nâzım'ın dizeleriyle;

"İsrafil surunu urur,
mahlukat yerinde durur,
toprağın nabzı başlar,
onun nabızlarında atmaya".
G. B. :
Diyelim ki var öyle insanlar. Onları bir araya getirecek ve yumruğu masaya vurmalarını sağlayacak şey ne? Çocukluğumuzda “halamın şeyi olsa dayım olurdu” derdik. Tutalım ki bir araya geldiler ama…ardından, Latin Amerika'da fırtınalar yaratan Lula Da Silva gibi sol liderlerin bile baş edemeyeceği türden engelleri sayıyorsunuz. Bir araya bile gelemeyenler o engelleri nasıl aşacaklar?
Z. L. : Türkiye yorgun, Türkiye bezgin, Türkiye umutsuz. Ama hiç unutmayalım: Umut soldadır.Çünkü sahte sol ne kadar hırsızlık ve entrikadan ibaretse, hakiki sol o kadar dürüstlük, ahlak ve insan sevgisi demektir.
G. B. : İnsan sevgisi diyorsunuz.
Şu var ki, bencil varlıklar bu sevgiyi bilmezler. Asıl sorunumuz, öncelikli sorunumuz, çözülmesi gereken sorunumuz budur bizim.
Bize göre; sadece umut değil, çare değil, çözüm de vardır. Dr. Reşit Galip’in müellifi olduğu “ANDIMIZ” da yer alan “yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesindedir, çözüm. Türkiye’nin tek ihtiyacı budur.
O ilke nasıl edinilir” diyecek olursanız; bu yazının altında görülen sitelerde yer alan yazılarımıza bir göz atmanız yeterli olabilir.
O ilke ki, bizleri, önce “Senciller Partisi” ardından “Bilinç Üniversitesi” kurma noktasına taşımıştır.
HABİTAT hedef ve ilkeleri çerçevesinde kurulan “Senciller Partisi” ve “Bilinç Üniversitesi”, sıcak bakması halinde, Zülfü Livaneli gibi bir değeri safları arasında görmekten ONUR duyacaktır.

Saygılarımla, Galip BARAN
***
KEŞKE-NAME…
Keşke,
“hadi sen de”,
dediğimde,
“bana-ne”
demeseydin;
“Muasır medeniyet”i

aşsaydın,
“Kamusal alanda olup biten”le

ilgileseydin,
“Cumhuri
yet’in seciyeli muhafızı”
için çalışsaydın,
“Toplumsal sorumluluk bilinci”yle

tanışsaydın,
“İçindeki yolsuzluk canavarı”ndan

kurtulsaydın,
“İşim çok vaktim yok”

mazeretine sığınmasaydın,
“Yurdu ve milleti özden çok sevme”yi

öğrenseydin,
“Çalışmanın en yücesi ulus için olanıdır”

deseydin,
Keşke,

bugün,
“keşke”
demek zorunda kalmasaydım,
Keşke
“galiptir bu yolda mağluplar takımı”nda
yer alsaydın,
Keşke,

birlikte,
“yolsuzluklara son vermek”
ve
“iklim değişikliğine dur demek”
atla deve değil,
deseydik.
Galip BARAN
***
YOLSUZLUK CANAVARI…
İçimizde canavar yaratıklar var. Çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, imar, milli servet, iş ahlakı, her şeyi devletten bekleme bunların bazıları. Bu yaratıkların patronu “Bencillik Canavarı” dır. Şeytan olarak da bilinen bu canavar ve şürekası, sayın Yaşar Nuri Öztürk’ün deyişiyle, “benciller dünyası”nı yönetiyor.
Paraya tapan, “nefs”lerinin kölesi bencil insanlar, yönetildiklerinin farkında değiller. Öylesine yaşıyorlar. İnsanı çok iyi tanıyan Şeytan, bir elde Yemen kahvesi, diğerinde Havana purosu, olup biteni seyrediyor. Belli ki, çok eğleniyor…
Biz birkaç kişi, başta sözü edilen alanlarda yıllar önce başlattığımız , “okul dışı eğitim” çalışmalarını yaparken bu gerçeğin farkına vardık. “Nefs”lerimizle savaştık. Tutsaklıktan kurtulduk.

Sözü edilen çalışmalardan önce bizler de “nefs”lerimizin kölesiydik. Şöyle ki:
* Çöp kutusuna atılması gereken öte-beriyi oraya buraya atıyorduk. Çevreyi kirletiyorduk. “İklim değişikliği” sorununa karınca kararınca katkıda bulunuyorduk
* Trafik kurallarına, direksiyonda uysak bile, yaya iken uymuyorduk. Kırmızıda geçiyorduk. “Duruşmaya yetişeceğim” diyen avukatlar gibi mazeretler uyduruyorduk. “işim çok valtim yok” diyorduk.
* İskan iznini aldıktan sonra kaçak kat çıkıyorduk, açık balkonumuzu kapatıyorduk. Bu gibi yasa dışı işler için en uygun zamanın seçimler öncesi dönem olduğunu biliyorduk.
* “Devlete yakanı kaptırma” diyenlere uyuyorduk. Kira geliri vergisi, veraset vergisi ödemiyorduk. Devletin temeline dinamit koyduğumuzun farkında değildik
* Tapudaki işimizin ertesi güne kalmaması için memura “çorba parası” adı altında rüşvet veriyorduk.
* Her şeyi devletten bekliyorduk. “Hiyerarşi mağduru”yduk bizlerde.
Bu “yasa-dışı davranışlar”ımızla yolsuzluk yapmakta olduğumuzun farkına vardık; aklımız başımıza geldi; bir zaman sonra... "Nasıl başladığıma" gelince: İngiliz turistlerin Foça’da, çöp topladıklarını ve “bu kadar misafirperver olacağınıza biraz temiz olun” dediklerini duyuşum beni çok etkilemişti. Bu haber üzerine başlattığım “çöp toplama kampanyası”nı diğer alanlardaki çalışmalar izledi 1996 yılında, Bodrum’da “Trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım” çağrısına işlerlik kazandırmak için başlattığım çalışmada geliştirdiğimiz “trafik sorunun halkın işbirliğinde çözme ve demokrasiyi tabana yayma” projemizin uygulaması bizleri uyandırdı.Yaya iken kırmızı ışıkta geçmenin de “yolsuzluk” olduğunu bu çalışmada öğrendim.
Çalışmalar ilerledikçe, bilinç anlayışımız değişti. Kamusal alanda olup bitenle ilgilenmeyi öngören, toplumun çok hafife aldığı bir kavram olan, “toplumsal sorumluluk bilinci” miz radikal şekilde gelişte. Öyle ki, bazılarımız “yasa bağımlısı” olduk.
Trafik Bilinci”ni, “Trafik Yasası’nın kurallarının tümüne, ayrım gözetmeksizin, aynı duyarlık ve özenle uyulmasını ve uymayanların uyarılmasını öngören bir kavramdır” şeklinde ifade ettik
Yasa Bilinci”ni, “Yasaların tümüne, ayrım gözetmeksizin, aynı duyarlık ve özenle uyulmasını ve uymayanların uyarılmasını öngören bir kavramdır” şeklinde tanımlamayı uygun gördük.
Özetle; bizler içimizdeki “Bencillik Canavarı”ndan, onun oynaşı “Yolsuzluk Canavarı”nın elinden ancak böyle kurtulabildik.
Başımızdan geçenleri anlatırken Şeytan sözcüğünü kullanışım şaşırtmasın. Başımızdan geçenleri başka türlü ifade edemiyorum…
Unutmadan. Çalışmalarımızı izleyenlerden, “ Allah sizden razı olsun” diyenler olduğu gibi, aralarından “kafayı yedi” deme gereğini duyanlar da oluyor.
“Allah’ın rızasını alma”yı düşünebileceklere duyurulur.
Galip BARAN
Rektör/ Bilinç Üniversitesi/ Turgutreis
TEL: 0252.382 34 77-0535. 844 84 76
E-posta: galipbaran@ttmail.com galipbaran@mynet.com
WEB: http://www.turkcelil.com/ http://www.galipbaran.blogspot.com/

Hiç yorum yok: