11 Mart 2009 Çarşamba

ÇAM SAKIZI…
Bugün 12 Mart. Benim doğum günüm.

Hediye falan istemiyorum, beklemiyorum da... Dağıtıyorum.
Yaşamımın son yirmi yılında kazandığım bir “değer”i , “İnsan-ı Kamil” olma konusunda yaptığım çalışmaların bir örneğini, “trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma projesi”nin uygulamasını sunuyorum. Hediyem bu.
Çam sakızı çoban armağanı, işte…
Belki bu hediye'mi kabul edersiniz, belki siz de “İnsan-ı Kamil” olmak istersiniz, belki siz de yararlanırsınız diye düşündüm…
Eğer zaten “Kamil”seniz, siz bilirsiniz. Beni izlemeğe ve deli demeğe devam edebilirsiniz. Ama bilin ki, beni üzersiniz. Deli dediğiniz için değil… Öyleyse ???
Her neyse, “seçim” sizin… “İnsan-ı Kamil olmak ya da Olmamak”…
29 Mart seçimlerinden önce böyle bir seçim daha var…
“İnsan-ı Kamil” olursanız neler olur bilir misiniz?.. “Sevgi’nin egemenliği” başlar. Önce “yurdunuzu ve milletinizi”, sonra “dünyayı ve dünyalıları özünüzden çok sevmeyi” öğrenirsiniz… “Sevgi’nin egemenliği” başladığında; açlık, yoksulluk, yolsuzluk, küresel ısınma, susuzluk ve ekolojik denge gibi konular sorun olmaktan çıkar.
İklim değişikliği, savaşlar, sömürü ve şiddet sona erer.
Baskı, zulüm, işkence ve Soykırım tarihin çöplüğüne gider…
İşte, benim doğum günü “hediyem” bu…
Bunun “hediye” olduğu nereden belli?..
Yukarıda sözünü ettiğim çalışmaları yaparken bana neler dediklerine bakın ve siz karar verin: “Keşke herkes senin gibi olsa”, “senin gibi yüz kişi olsa”, “senin gibilerin sayısı çoğalmalı”, “sen bizim için çalışıyorsun”, “sen insanlık için çalışıyorsun” , “Sen ibadet ediyorsun”, “sen bizden 2-3 yy ilerdesin”, “senin hakkın ödenmez”, “her kavşağa bir Galip”… Unutmadan! O çalışmaları yaparken, Sayın Ercüment Yılmaz gibi gözaltına aldıran, “Galip Baran’ı sırtımızda taşımalıyız” diyen Sayın Süleyman Oğuz gibi Emniyet Müdürleri de oldu.
BİLGİNİZ OLSUN!..
Çam sakız'larını 12 Mart Perşembe günü, (yani yarın) Bodrum Garajaltı kavşağında dağıtmağa başlıyorum.
Neden Bodrum Garajaltı Kavşağı?
O kavşak, beni “İnsan-ı Kamil” olmağa yönlendiren çalışmaların başta gelen “teröre son verme ve demokrasiyi tabana yayma projesi”ni başlattığım yerdir, de ondan…
“İnsan-ı Kamil” olmayı seçenlere bir başka önerim: 29 Mart seçimleri için propaganda adına yapılan olan “gürültü- kirliliği”ni protesto etmektir.
Nasıl ???
Elbette “Kamil”ce ve efendice…
İnsanların gürültüye maruz kaldıkları yerde hemen; açıkça ve görülecek şekilde ‘kulaklarını tıkamaları’ biçiminde…
SEVGİLİ BODRUM'LULAR’I YARIN GARAJALTI KAVŞAĞINDA DAĞITACAĞIM SAKIZLARI ALMAĞA ÇAĞIRIYORUM. BİLİNE…
Galip Baran; Rektör, eş deyişle: Baş-amele
Bilinç Üniversitesi, Turgutreis-BODRUM
***
BİR YORUM VE KATKI:
Mustafa Nevruz SINACI (Siyaset Bilimci-Hukukçu)
TC ‘karşılıklı sevgi, saygı, anlayış ve barış’ üzerine kurulu bir Halk Devleti’dir. Atatürk’ün, dayatma, despotizm, zorbalık anlamına gelen ‘devrim’ yerine, toplumsal mutabakat’a dayalı ‘İnkılâp’ tanımlamasını tercih nedeni budur. Kanıtı TBMM’de yazılı “egemenlik kayıtsız ve şartsız Milletindir” vecizesi olup; Galip Baran’ın doğum gününe rastlayan 12 Mart’ı “sevgi, saygı, anlayış, hoşgörü ve barış”a vesile bir eyleme dönüştürme çabası "insani boyut ve bilinçli toplum" açısından çok önemli, değerli ve anlamlıdır.Çünkü O, (Galip Baran) darbelerle dayatılan, “Bundan böyle asla, bir Atatürk daha çıkartamayacak (pasif, palyatif, bilinçsiz ve paralize) toplum yaratma” projesinin MAHATMA GANDİsidir, biline..
"BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ" TÜRKİYE
e.MAİL: galipbaran@ttmail.com, WEB: http://bilinc-universitesi.blogspot.com/,
http://www.galipbaran.blogspot.com/, http://www.internethaber.eu/, http://www.turkcelil.com/,

Hiç yorum yok: