1 Kasım 2008 Cumartesi

"YARGITAY BAŞKANI'NA AÇIK MEKTUP VE İŞBİRLİĞİ ÇAĞRIMIZ"


Hasan GERÇEKER
Yargıtay Başkanı
Konu: “Bilinç Yoksulu” bir toplumda “Yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesini hayata geçirme sorunumuz.
Sayın Hasan GERÇEKER
Bizler; çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve her şeyi devletten bekleme alışkanlığı v.b. alanlarda yıllardır yapmakta olduğumuz, yaşam tarzımızda “DEVRİM” niteliğinde değişikliklere yol açan “okul dışı eğitim” çalışmalarında “yeni bir bilinç” anlayışı geliştirdik. Bilinç kavramını sorumluluk kavramıyla bütünleştirdik. Somutlaştırdık. Bu sonucu “Yasa Bilinci” olarak açıklayıp tanımladık.
1996 yılında, Bodrum’da, “Trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım” çağrısından esinlenerek, Trafik Yasası’nın yayalarla ilgili trafik ışıklarıyla donatılmış kavşaklarda başlattığımız çalışmada geliştirdiğimiz, “trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma” projemizin uygulamasında edindiğimiz birikimden yola çıkarak geliştirdiğimiz; “Trafik Bilinci”ni: “Trafik Yasası’nın kurallarının tümüne, aynı özen ve duyarlıkla uyulmasını ve uymayanların uyarılmasını öngören bir kavram” şeklinde ifade ettik.
Trafik Yasası’nın sürücülerle ilgili kırmızı ışık kuralına uyan sürücülerin, yaya iken (genelde herkesin) aynı yasanın yayalarla ilgili kırmızı ışık kuralına uymadıkları, uysalar bile uymayanları uyarmadıkları gerçeği ve trafik kazalarında “insan kusuru”nun % 95 düzeyinde olduğu dikkate alındığında, “Trafik Bilinci”nden bi-haber bir toplum olduğumuz kolayca görülür.
Böylece bizler, bu durumu ve bilincin bütünsel bir kavram olduğu gerçeğini dikkate alarak yaptığımız değerlendirme sonucunda, “bilinç yoksulu” bir toplum olduğumuza inanmış ve ifade etmiş bulunuyoruz…
Diğer taraftan, ben, birey olarak, bu çalışmalarda yer alanlar arasında, bir emekli (koşulları en uygun kişi) olarak, bütün zamanımı harcayarak sürdürdüğüm bu etkinliklerin bir aşamasında, “Yasa Bağımlısı” olduğumun farkına vardım.
Bodrum’da uygulamaya koyduğumuz projenin Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere, Anadolu’nun pek çok kentinde gerçekleştirdiğimiz etkinliklerinde; rütbeli-rütbesiz her kesimden polislerin, askerlerin, hatta deneyimli avukatların bile kural çiğnediklerini, trafik suçu işlediklerini gördük.
Onları; “Yeşili Bekle, lütfen” ve “Sağdan lütfen” yazılı pankartlarla gerçekleştirdiğimiz uygulamalarda, bazen, “Sosyal Yaptırım” olarak tanımladığımız, bireyin “utanma duygusu”nu hedef alan bir yöntemle, sessizce; bazen de, “Komiserim! Yüzbaşım! Memur bey! Trafik suçu işlediniz! “ diyerek, megafonla seslenerek uyardık.
Uyarılanların bazılarının “bizi utandırdınız” diyerek, bazı trafik polislerinin, “bir daha olmaz” diyerek, ancak gülümseyerek gösterdikleri tepkiler karşısında; devlet kuramının “olmazsa olmaz”ı bir kavram olduğuna inandığımız YASA konusunda bir “BOŞLUK” yaşandığını, bu nedenle işlevsel bir görev yapmakta olduğumuzu anladık.
Zaman zaman gözaltına alındığımız bu çalışmalarda yasa ve bilinç konularında edindiğimiz, birikimimizi üst düzey yetkililere anlatamamanın ve yukarıda sözü edilen “trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma” projemizin ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması için Milli Eğitim Bakanlığına yaptığımız başvurulardan sonuç alamamanın üzüntüsünü yaşarken, basında yer alan haberlerden (*), Yargıtay Üyelerinin de trafik suçu işlediklerini öğrendiğimizde, hiç şaşırmadık…
Sözü edilen çalışmaları yaparken, bir başka “BOŞLUK”u doldurmuş olduğumuzun; öğrencilik günlerimizde, her sabah, okulda, bir ağızdan bağıra çağıra dile getirdiğimiz, “yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesini hayata geçirdiğimizin farkına vardık.
O ilkenin hayata geçemeyişinin “bencil varlıklar” oluşumuzdan kaynaklandığını ve “bencil varlıklar”ın, yurdu ve milleti “özleri kadar” bile sevemeyeceklerini de aynı çalışmalarda öğrendik…
Sayın Başkan,
Bizler; “yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesinin hayata geçirilmesi için gereken çaba gösterilmedikçe;
(a) “Yurtta Barış”ın gerçekleşemeyeceği,
(b) “Muasır Medeniyet”i aşamayacağımız,
(c) Atatürk’ün açtığı yolda gösterdiği hedefe yürüyemeyeceğimiz,
(d) “Birlik beraberlik” ya da “tek yürek” olma söylemlerinin nutuklarda kalacağı,
(e) “Cumhuriyet’in ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızları” olamayacağımız gerçeğini İDRAK ETMİŞ BULUNUYORUZ.
Bize göre; sözü edilen ilkenin hayata geçebilmesi için ilk ve orta öğretim okulları müfredat programına “uygulama dersi” olarak konulması talebiyle M.E.Bakanlığına başvurusunu yaptığımız ,“trafik terörüne son verme ve demokrasiyi tabana yayma” projemizin uygulamaya konması yeterlidir.
Sözü edilen ilkeyi hayata geçirebilme çabamızda bize destek vermenizi, yardımcı olmanızı, bizlerle işbirliği yapmanızı bekliyoruz.
Saygılarımızla
Galip BARAN
Rektör; Bilinç Üniversitesi - Turgutreis-BODRUM
TEL: 0252.382 34 77 -0535.844 84 76
E-posta:
galipbaran@ttmail.com, galipbaran@mynet.com
WEB:
http://galipbaran.blogspot.com/, http://bilinc-universitesi.blogspot.com/, www.turkcelil.com, http://www.internethaber.eu/,
(*) : Yargıtay Üyeleri Trafik cezası ödüyor. Akşam Gazetesi/ 27 Eylül 2008
Yargı soluduğumuz hava kadar önemlidir. Her fırsatta yargı mensuplarının dokunulmazlığı olduğu ileri sürülür. Yargı bağımsızlığı ve hakim teminatını güvenceye alan düzenlemeler dokunulmazlık olarak algılanmamalı. Hakimlerin trafik cezası bile ödemediği yazılıp çiziliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Trafik ihlali yapan Yargıtay üyeleri hakkında kesilen cezalar, 1’ Başkanlık Kurulu’na geliyor. Nerdeyse her hafta 4-5 Yargıtay üyesi arkadaşımıza, trafik cezasından kaynaklanan ödeme emri çıkartıyoruz.

Hiç yorum yok: