15 Ocak 2009 Perşembe

KADIN ADAY KOMİSYONLARI…
Bilinç üniversitesi, kadınların Belediye Başkanlığına bağımsız aday olarak katılmalarını desteklemek amacıyla bir kampanya başlattı. Önkoşul, Belediye başkanlığı için aday olacak kadınların siyasi bir kimliğe sahip olmamaları...
Sivil toplum örgütlerinin (STK) sahiplenmeleri ve kadın kuruluşlarını desteklemeleri umulan bu kampanya kapsamında yapılacak çalışmalarda aday belirleme komisyonları kurulacaktır. Kadınlardan oluşacak bu komisyonlar kendi aralarında görüşerek belirleyecekleri adayın adını Bilinç Üniversitesine bildirecekler.
Siyasi partilerin, yılladır hayali vaatlerle gerçekleştirdikleri seçim çalışmalarıyla yol açtıkları karamsarlık ve nüfusun yarısının kadın olduğu gerçeği karşısında; sözü edilen komisyonların belirleyecekleri kadın adayların düşünülebilenin çok üstünde bir oy çokluğuyla seçilecekleri ve bu sonucun geleceğin siyaset anlayışında bir devrime yol açacağına inanılmaktadır.
Bilinç Üniversitesi’ni merak edenler için kısa bir açıklama:
“Bilgi Çağı” üniversitelerinin varlığı ve eğitim anlayışı; insanoğlunun bilinçlenmesini sağlayamamış, ozon tabakası delinmiş, yağmur ormanları tahrip edilmiş, buzullar erimeğe başlamış, denizler kirlenmiş, iklim değişikliği önlenememiştir. Sonuç olarak, sorunun “bilgisizlik”ten değil, “bilinçsizlik”ten kaynaklandığı görülmektedir...
Bodrum’un Turgutreis Beldesinde 1990 yılında başlatılan, insanın, davranış biçimleri ve nedenlerinin araştırıldığı “okul dışı eğitim çalışmaları”nda oluşan “Tecrübi Bilgi”den yola çıkılarak kurulan Turgutreis Bilinç Üniversitesi,
“Bilinç Çağı”nın ilk Yüksek Öğretim kurumudur.
Mustafa Nevruz Sınacı
Bilinç Üniversitesi Rektör Yardımcısı
***

BAĞIMSIZ KADIN BELEDİYE BAŞKANI…
Bilinç Üniversitesi’nin siyaset ve kadın başkan konusunda düşünce ve önerileri:
Partiler; iktidar olmak aşkına yıllardır tekrarladıkları, “tencere dibin kara seninki benden kara” türü siyaset anlayışı ve hayali vaatlerle gerçekleştirdikleri seçim kampanyaları ile yine meydanları doldurmağa ve esip gürlemeğe başladılar. Erkek egemen toplumun kolayca yumruklaşmaya dönüşebilen bu babadan kalma siyaset anlayışıyla, düze çıkamayacağımız, Atatürk’ün açtığı yolda gösterdiği hedefe ulaşamayacağımız ortada…
Demokrasi, sevgi ile gerçekleştirecek bir rejim olduğuna, örneğin “yurdu ve milleti özden çok sevme” ilkesini sindiremeyenin bu rejimi benimsemesi beklenemeyeceğine ve sevgi denilince, genelde, erkekten önce kadınlar akla geldiğine göre; bu seçimde oyların kadın başkan adaylarına verilmesi “olmazsa olmaz” bir zorunluluk gibi görülmektedir…
Fotoğraflarıyla devlet dairelerini ve işyerlerini, heykelleriyle meydanları süslediğimiz, adını dilimizden düşürmediğimiz, sevdiğimizi sandığımız Atatürk’ün sevgi ve siyasetle ilgili görüşleri:
* “Siyasi kavgalar”ın çoğu faydasızdır. Ama toplum çalışmaları her zaman verimlidir. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa sözde sevgi yarar vermez.
* “Siyaset alanında karşılıklı çatışmalar”ın bereketli gelişmeleri ancak, vatandaşlar arasında “düşmanlık doğması”na meydan verilmemesiyle sağlanabilir.
Günümüzde toplumsal yaşamın her alanında görülen olumsuzluklar karşısında kadınlar inisiyatifi ele almalı, “hizipçiliğe son verecek” ve “halka hizmet”i ön planda tutacak bir siyaset anlayışının egemen kılınması için ellerinden geleni yapmalıdırlar…
Bu kritik dönemde sorumluluk almasını önerdiğimiz Türk kadınının Kurtuluş Savaşı’nda yaptıkları ile ilgili olarak Mustafa Necati’nin şu sözlerine kulak verelim:
Biz soğuktan yamçı(yağmurluk)lar altında titrerken, tek yorganını da arabaya örten bir ninenin çıplak ayaklarla karları çiğnediğini görünce, içimde takdirle karışık bir merhamet sızladı. Arkasına sardığı peştamalının içinde ara-sıra hıçkıran çocuğun üstüne bile örtmemişti yorganını. “Üşümez misin nine? Bak çocuk donacak, yorganı örtsene!” diye arabanın ütünü işaret ettim. O, bu sözü garip karşıladı. Mukaddes bir şeye yönelir gibi kağnıya doğru koştu ve “Kar sepeliyor, millet malıdır, nem kapmasın evladım. Fişeklerin üstüne örttüm yorganı
Varsın çocuk ıslansın. Silah bize asker kadar lazım. Bozulmasın fişekler. Yanmam çocuk ölsede.
Ülkenin geleceği konusunda eli taşın altına koyarak bir şeyler yapmak isteyen kadınlar, her seçim bölgesinde bir “kadın aday belirleme komisyonu” kurmalı. Kendileri aday olmak istemeseler bile bu komisyonda yer almalı. Komisyonlar bölgelerinin başkan adayını belirlemeli. Komisyona yer alan kadınlar seçim çalışmaları sırasında ve sonrasında başkana yardımcı olmalılar…
“Cumhuriyet’in …… yüksek seciyeli muhafızlarını” ve “yurdu ve milleti özünden çok seven nesillerini” yetiştirme sorumluluğunu üstlenmiş ve bu seçimde kadın adaylara destek olmayı TAAHHÜT etmiş bulunan Bilinç Üniversitesi, seçimlerden sonra, sözü edilen sorumluluğu kadınlarla paylaşmayı düşünmektedir…
Erkekler; kadın başkanlarla ilgili nöbet devri olarak düşündüğümüz devrim niteliğindeki bu girişimi engellememeli, bir dönem için de olsa kadın adaylara oy vermeli, bu centilmenliği göstermeli; hakim, avukat, vali, kaymakam asker, polis, doktor olabilen kadınlara destek olmalılar…
“Ağlarsa anam ağlar” diyen erkekler; herbirinizi 9 ay karınlarında, 19 ay kucaklarında taşıyan, doğurduktan sonra her türlü kahırlarınızı çeken, “insan sevgisi”ni böylece kanıtlayan kadınların bu özelliğini oylarını kullanırken hatırlamalılar.
Mustafa Nevruz Sınacı
Bilinç Üniversitesi /Turgutreis BODRUM

Hiç yorum yok: