24 Ocak 2009 Cumartesi

MEKTUPLAR, CEVAPLAR VE MESAJLAR!...

- Original Message -From: muammer sezer gruplari yonetimi Cc: Google/Yahoo! 8 ; Google/Yaho o! 8 ; Google/Yahoo! 8 ; Google/Yahoo! 8 ; Google/Yahoo! 8 ; Google/Yahoo! 8 ; Google/Yahoo! 8 ; Google/Yahoo! 8 Sent: Wednesday, January 28, 2009 5:16 PMSubject:
[LAIK CUMHURIYETI&REJIMI KORUMAK] DEGERLERIMIZE GRUPLARIMIZ DEGERLI UYELERINE. SAYIN. BARAN HOCAMDAN VE SAYIN SINACI'DAN SAYGI ILE SUNARIZ. JALE. SEKRETARYA: BİLGİ İÇİNDİR: "DİPLOMALARI YAKMAK MI GEREK ACABA?..."
SAYIN BARAN HOCAM;
BIR DE BAŞKANIM SAYIN MUAMMER SEZER BEYEFENDİ'Yİ BU KONUDA UYARMANIZDA FAYDA VAR. EGE'DE İL'LERİ ZİYARET EDİYOR... ALLAH'INI SEVERSEN KIRMIZI ISIK DİYORSUNUZ, BAŞKAN ARABAYA MECLİS ETİKETİ TAKTI "GEÇIŞ ÖNCELİKLİ OLSUN DİYOR. ŞOFÖR KIRMIZI MIRMIZI DİNLEMİYOR. GEÇEN AZ KALSIN KAZA YAPIYOMUŞ. ÇOK KORKTUK. BAKIN BU ILETİYE BAŞKANIMIN SEVDIĞI RESMİNİZİ EK YAPTIM. SAYGILAR..
JALE ŞENOL SEKRETERYA-III
CEVAP!...
Jale hanım,
Muammer Bey'in kırmızı ışıkta geçmesi ile ilgili bilgi için teşekkür ederim.

Merak etme, kırmızıda geçtiğini görürsem gerekeni yaparım. "Sosyal yaptırım" uygularım. "Yaptırımın sosyali de neymiş" demeyesin. "Yasal Yaptırım"ı 50-60 lira para cezasıyla geçiştirebilirsin, ama "sosyal yaptırım" insanın "utanma duygusu"nu hedef alan bir cezadır.
Daha ağırdır.
Sezer bey 'in kırmzıda geçmesi konusuyla ilgili söylediklerim bir suçlama değil, "okul dışı eğitim" olarak tanımladığımız çalışmaları başlatmazdan önce, kırmızı ışıkta, ben de yaya olarak geçiyordum. Yani "Yolsuzluk" yapıyordum. Artık uyandım. Öyle ki, "yasa bağımlısı" oldum.
"Yolsuzluk" denilince, "banka hortumlama", "triyonluk vergi kaçırma" ya da rüşvet alma/verme gibi şeyler düşünülür genelde.

Oysa, yasa dışı her türlü davranış "yolsuzluk"tur. Kırmızı ışıkta yaya olarak geçmek de ...
Bilgilendirdiğin için tekrar teşekkürler.
Bir öneri: "Yasa bağımlısı" olmak istersen ekteki "müfredat" programını okuyuver, lütfen..
Galip Baran

Türkiye'nin ,Türkiye'yi ve Türkleri Türklerden daha çok seven "herkes senin gibi olsa " denilen DELİSİ (*)
(*) : Bu delilik "yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi"nin bir uyarlaması olup, gerçekten uygulanmaktadır.
UYUYANLAR VE ÇAĞ ATLAYANLAR ???
“Bilgi Çağı” insanları gaflet ve dalalet içinde. Hala uyuyorlar. Koltuk değneğiyle yürüyorlar. Tek ayaklarını kullanıyor ve “hedef”i bir türlü yakalayamıyorlar. Yakalamaları da imkansız. Çünkü “hedef” beklemiyor.
* Kim bu insanlar?
* 7 Milyar dünyalı.
Oysa, onların bazıları, “Bilinç Çağı” insanları çoktan uyanmışlar. Koltuk değneklerinden kurtulmuşlar. İki ayaklarını da kullanıyorlar. Hedefi çoktan yakalamışlar, çağ atlamışlar…
* Kim bu insanlar?
* BAKINIZ:
www.bilinc-universitesi.blogspot.com
ww.turkcelil.com, www.galipbaran.blogspot.com
www.internethaber.eu
Mustafa Nevruz Sınacı
Bilinç Üniversitesi Rektör Yardımcısı

***
From: galipbaran@ttmail.comTo: gercek.demokrat@hotmail.comCC: ismetseyhan@hotmail.com; bodrumekspres@mynet.com; yarimada@yarimada.net; muammer-sasmaz@hotmail.com; ebattal06@hotmail.comSubject: "OZ-YACHTİNG-BODRUM" CULARADate: Sat, 24 Jan 2009 09:35:09 +0200
Değerli "OZ YACHTNG-BODRUM" cular, (23.01.2009)
Acaba, kendimizi "yurtsever" olarak tanımlamanın "yurtsever" olmamızı sağlamadığını bilir misiniz ? Yurtsever denilince, benim aklıma "yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi" geliyor. Hani şu ilkokul günlerimizde sabahları sınıflara girmezden önce bağıra çağıra okuduğumuz ANDIMIZ var ya, işte o AND'd yer alan ilke. Çocukken okuduğumuz, sonra unuttuğumuz ilke. Hem o ilke yalnız "yurdu" değil "milleti" sevmeyi de öngörüyor.
İnancım odur ki,;eğer o ilkeyi özümsemiş olsaydık, hayata geçirseydik, ülke bu hale gelmezdi.
* "Muasır Medeniyet" çoktan aşılırdı.
* AB Kapısında kuyruğa girmezdik.
* İMF'den sadaka istemezdik.(kendi yağımızda kavrulurduk)
* Yolsuzluklar olmazdı.
* "Yurtta Barış" olurdu.
Bu kadarı yetmez mi? O ilkeyi özümsemeye değmez mi?
Komik olan şu ki; kimle konuşsam yurdunu ve milletini özünden çok sevdiğini iddia ediyor.
Kim oluyorum da böyle ukalalıklar ediyorum?
Bilirsiniz: Garajaltı Kavşağı'ında, 1996 yılında, HABİTAT Trafik Kozası kolaylaştırıcısı olarak"trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım" çağrısının uygulamasını başlatan bir "akıllı" var ya o benim işte.
Dahası, sokaklarda çöp, izmarit, atıkkağıt toplayan, yalnız Bodrumda değil, İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Çorum ve daha pek çok il ve ilçede benzer "akıllılıklar"ı yapan, hani çoklarınızın "herkes senin gibi olsa" dediği, ama seyrettiği Galip.
Bu kadarı yetmezmiş gibi kalkıp bir de Turgutreis Bilinç Üniversitesi'ni kuran Galip.
Sözü edilen ilkeyi, yukarıda bazıları sayılan "okul dışı eğitim" olarak tanımladığı çalışmaları yapmayanın, sözü edilen ilkeyi özümseyemeyeceğini iddia eden Galip.
Unutmadan, bu çalışmaları yaparken arasıra gözaltına da alınan DELİ GALİP !
Hala hatırlamadınızsa, Allah şifalar versin!
Galip Baran / "Yasa Bağımlısı"
Bilinç Üniversitesi, Turgutreis-BODRUM
***
From: galipbaran@ttmail.comTo: aritan@aritanyayineviCC: gercek.demokrat@hotmail.comSubject: ÇALIŞMALARIMIZ VE İŞBİRLİĞİ ARAYIŞIMIZDate: Thu, 22 Jan 2009 15:02:09 +0200
Sayın Aydın Arıtan, (22.01.2009)
Google’dan kim olduğunuz ve yaptığınız çalışmalarla ilgili bilgi edindim. Bizim çalışmalarımla ilgili bilgiye aşağıda görülen sitelerden ulaşılabilir…
Erich Fromm’un okuduğum ilk kitabı, çevirisini Dr. Ayda Yörükan’nın yaptığı “Erdem ve Mutluluk”tu. Bu kitabın XLIX sayfasında, sayın Yörükan’ın Mutlulukla ilgili şöyle bir açıklaması var:
“Mutluluk, insanın kendi çevresiyle uyum ve barış içinde olması; başkalarıyla gerçek sevgiye dayanan bir ilişki kurabilmesi ve insanlara sevgi ile yönelmesi ve başkalarının gösterdiği sevgiye de açık olması; kendine ve topluma yararlı olan eğilimlerini- yapıcı ve yaratıcı eğilimlerini- gerçekleştirebilmesi; bütün bunların sonucu olarak da, şartlar elverdiği ölçüde, gerek kendi hayatını, gerekse başkalarını hayatını iyiye, doğruya, güzele yöneltme çabalarında başarılı olduğunu, hiç değilse, bu konuda olumlu katkılarda bulunduğunu bilmekten kaynaklanan bir sevinç, esenlik ve iç huzuruna ulaşabilmesi demektir”
Bizler de; çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar, ve her şeyi devletten bekleme gibi alanlarda yıllardır devam eden, “Okul dışı eğitim” olarak tanımladığımız çalışmalarımızla insanların hayatını iyiye, doğruya, güzele yöneltme çabası içindeyiz. Eşdeyişle, mutluluğun peşindeyiz
Yaklaşık 20 yıldır devam eden, insanı, davranışlarını ve nedenlerini araştırdığımız, yaşam biçimimizde devrim niteliğinde değişikliklere yol açan bu çalışmalarda “bilinç” kavramı üzerinde yoğunlaştık. Bu kavramın “yeti” ile sınırlı anlamını “sorumluluk” kavramıyla bütünleştirdik. Sonuçta:
(a) “Toplumsal sorumluluk bilinci” olarak tanımladığımız yaşamsal bir kavram geliştirdik.
(b) “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümsedik.
(c) Aynı çalışmalarda geliştirdiğimiz “yasa bilinci” kavramını kişisel yaşamımızda hayata geçirdik.
(d) Bazılarımız “yasa bağımlısı” olduk…
Sayın Arıtan,
Sözü edilen çalışmalardaki gözlemlerimize dayanarak, “yasa bağımlısı” sayısının yeterince artması durumunda yolsuzlukların sona ereceğini iddia edebilecek durumda olduğumuzu bilmenizi istiyoruz.
O çalışmalar, diğer taraftan, yaşanmakta olan sorunların “iklim değişikliği” dahil tümünün insanın “nefsinin tutsağı”, eşdeyişle, “bencil bir varlık” oluşundan kaynaklandığını anlamamızı da sağladı.
Aynı çalışmalarda, “bencil bir varlık”ın , “ANDIMIZ”da yer alan “yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi”ni özümseyemeyeceğini ;“özünden çok”u şöyle dursun “özü kadar” bile sevemeyeceğini de öğrendik.
Sonucu, “SORUN BENCİLLİK: ÇÖZÜM SENCİLLİK” şeklinde bir sloganla ifade ettik…
Sayın Arıtan;
Telefonla görüştüğümüzde, okurken kendimi bulduğum kitaplardan söz etmiştim.
“Erdem ve Mutluluk” kendimi bulduğum kitapların sanırım ilki idi. Bu kitabı diğerleri izledi “Sahip Olmak ya da Olmak” bunların en önemlisi oldu.
İki gün önce telefon ettiğimde, niyetim, bu kitaptan 10-15 tane ısmarlamaktı. Bir tenzilat yapıp yapamayacağınızı öğrenmekti. Ancak, Google’da sizinle ilgili bilgilere ulaşınca sizden, başka şeyler isteyebileceğimizi düşündüm.
Şöyle ki; yukarıda sözü edilen çalışmalarımızda edindiğimiz “tecrübi bilgi”yi sizinle paylaşıp paylaşamayacağımızı, çalıştığımız konularda sizinle işbirliği yapıp yapamayacağımızı öğrenmek istiyoruz.
Bu işbirliğinin, yaklaşık 20 yıldır devam çalışmalarımızın amacına ulaşmasını çok kolaylaştıracağına inanıyoruz.
Saygılarımızla. Galip BARAN
Bilinçolog /yasa bağımlısı/ Turgutreis’in yurdunu ve milletini özünden çok seven delisi.
Bilinç Üniversitesi (*) Turgutreis-BODRUM
TEL: (0252) 382 34 77 ; (0535) 844 84 76
E-mail:
galipbaran@ttmail.com ; galipbaran@hotmail.com
WEB: www.turkcelil.com; www.internethaber.eu; www.galipbaran.blogspot.com; www. bilinc-universitesi.blogspot. com
48960 Turgutreis/BODRUM
(*) : Bilinç Üniversitesi;
(a) Bilinç kavramını, özellikle de “toplumsal sorumluluk bilinci”ni hayata geçirmek,
(b) “Cumhuriyet’in yüksek seciyeli muhafızları”nın ve “yurdu ve milleti özünden çok seven nesilleri”nin yetiştirilmesinde devlete, yardımcı olmak için kurulmuştur.

***
YOL AYRIMI…(2)
Bağımsız Kadın Belediye Başkanları kampanyası başlatan Bilinç Üniversitesi soruyor
Yola, “Tencere dibin kara seninki benden kara”, ya da “her ne pahasına olursa osun kazanma” anlayışıyla aşınmış siyasetle mi devam edeceğiz?
Yoksa, bu defa, “ahlaksızca kazanmaktansa dürüstçe kaybetme ilkesi”ni mi deneyeceğiz
Mustafa Nevruz Sınacı
Bilinç Üniversitesi, Rektör yardımcısı
***
From: galipbaran@ttmail.comTo: abcd1965@gmail.comCC: gercek.demokrat@hotmail.com; ebattal06@hotmail.com; zkentel@hotmail.com; halklailiskiler@turgutreis.info; sar.mualla@gmail.com; ismetseyhan@hotmail.com; birol.aytek@gmail.com; nilgunnart@yahoo.com.trSubject: Re: {Demokratız-biz}, 'Pislikten bıktım' diyen siyasetçi AKP'yi şok ettiDate: Sun, 18 Jan 2009 11:54:56 +0200
BRE BAYKAL, BRE BAHÇELİ ! GÖRDÜNÜZ MÜ NERDEN ÇIKTI SİYASETÇİNİN MERDİ?
EY ERBABI SİYASET! YETTİ BU "TENCERE DİBİN KARA SENİNKİ BENDEN KARA" SİYASETİ !
EY ERBEBI SİYASET! HALA GÖREMEDİNİZ Mİ "TENCERE DİBİN KARA SENİNKİ BENDEN KARA" SİYASETİNİN ÜLKEYİ NEREYE GETİRDİĞİNİ ?
DİNLEYİN, RUHBİLİM UZMANI SN. ERGÜN ARIKDAL'IN SİZLER İÇİN SÖYLEDİKLERİNİ. OKUYUN FAYDALANIN...
….“her insanın vicdanının sesini dinlemesi çok önemlidir. O ses sonunda halkın, toplumun sesi haline gelir ki, bizim ülkemizin en büyük sıkıntısı budur. Bizim halkımız vicdan sesini dinlemek istemiyor çünkü çok materyalist olmuş durumda. Çok bencil bir milletiz biz. Dolayısıyla, vicdan sesini savunan, vicdanının ifadelerini ortaya koyan varlıklara çok ihtiyacımız var. Bu memleketin; bilim adamından, ekonomistten, İYİ SİYASET ADAMINDAN ZİYADE, vicdanının sesini çekinmeden ortaya koyabilen, gerçekten YÜREKLİ , gerçekten sevebilen İNSANLARA İHTİYACI VAR. Bizim para, bilgi, şöhret, sandalye severlere değil, tam tersine vicdan sesini ifade etmeye çalışan, seven, uyum sağlayan, ortak alan kurabilen insanlara ihtiyacımız var. Bizim asıl SIKINTIMIZ BURADADIR.
BİZ BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ OLARAK BU SEÇİMLERDE KADIN BELEDİYE BAŞKANLARI ÖNERİYORUZ. ÜLKENİN KADERİ DEĞİŞECEKSE. MAKÜS TALİH YENİLECEKSE. CUMHURİYET İLELEBET YAŞAYACAKSA BİR DEVRİM YAPIN. BAĞIMSIZ KADIN BELEDİYE BAŞKANLARINI DESTEKLEYİN.
HEM NE ZARAR EDERSİNİZ. ONLAR SİZDEN DAHA KÖTÜSÜNÜ YAPMAZLAR . BİLMEZLER Kİ YAPSINLAR. ÖĞRENEMEMİŞLERDİR. "TENCERE DİBİN KARA SENİNKİ BENDEN KARA " SİYASETİNİN CAHİLİDİR ONLAR.
O KADINLAR Kİ KURTULUŞ SAVAŞINDA SİZDEN GERİ KALMADILAR. BİLMİYORSANIZ OKUYUN M.E. BAKANLARINDAN MUSTAFA NECATİNİN TÜRK KADINLARININ KURTULUŞ SAVAŞINDA YAPTIKLARI İLE İLGİLİ YAZISINI.
GALİP BARAN
TURGUTREİS'İN; TURGUTREİS'İ VE TURGUTREİSLİLERİ TURGUTREİSLİLERDEN DAHA ÇOK SEVEN, "HERKES SENİN GİBİ OLSA" DENİLEN DELİSİ.
----- Original Message ----- From: Arena
Sent: Sunday, January 18, 2009 10:54 AM
Subject: {Demokratız-biz},

'Pislikten bıktım' diyen siyasetçi AKP'yi şok etti
Buca''da 15 yıldır belediye başkanlığı görevini yürüten AKP'li Cemil Şeboy 'Siyasetin pisliklerinden bıktım' diyerek aday olmadı. İzmir'de AKP yönetimi bu son dakika çekilmesi karşısında şaşkın:
İZMİR - AKP teşkilatları, İzmir'in Buca İlçesi'nde 15 yıldır belediye bakanlığı yapan Cemil Şeboy'un adaylıktan çekilmesinin şaşkınlığını yaşıyor. Şeboy, adaylıktan son anda çekilmesini ailevi nedenlerle açıkladı. Şeboy, "Artık kendimi sivil moda aldım. Siyasetin pisliklerinden bıktım" dedi.
AKP Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı iken Buca Belediye Başkan adayı gösterilen Cemil Şeboy, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi aday açıklamasına saatler kala İzmir İl Başkanlığı'na giderek adaylıktan çekildiğini söyledi. Buca Belediye Başkanı Cemil Şeboy ise adaylıktan son anda çekilmesini şöyle anlattı:
"Artık kendimi sivil moda aldım. Hürriyetime kavuştum. 15 yıldır yaptıklarım ortada, veremeyecek hesabım yok. Partimin içinde istemeyenler vardı, isteyenler vardı. Hepsi kendini aday olmak için kaptırmış. Yanımda aday adaylarından bir tek Mehmet İlkbahar vardı. Bu siyasetin pisliklerin bıktım artık. Bunlarla uğraşmaya gücüm yok. Eşim de bir dönem daha aday olmamı istemiyor. Artık kendim için yaşayacağım."
AKP İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu, Şeboy'un Buca'dan aday olmak istemediğini, parti üst yönetiminin ısrarıyla teklifi kabul ettiğini ancak ailevi nedenlerden dolayı vazgeçtiğini öne sürerek, "Kendisine 'biz Buca'da seçimi sizinle alacağımıza inanmıştık' dedim. Adaylıktan çekilmesine üzüldük" dedi.
Tekelioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gelişmeyi 'Kendi takdiri' sözleriyle değerlendirdiğini vurgulayarak, Buca adayını belirlemek için önümüzdeki hafta çalışacaklarını söyledi. Tekelioğlu, "Aceleye getirmemek için adayımızı açıklamadık. Görüşmeler gerekirse anketler yapacağız" diye konuştu.
Öte andan şaşkınlık içinde olan partinin kulislerinde Şeboy'un Cumhuriyet Savcılığı'nın Buca Belediyesi'ne yönelik soruşturma nedeniyle aday olmadığı konuşuluyor.
Söyleyecekleri olanlara:http://groups.google.com/group/arena-siyaset

***
From: galipbaran@ttmail.comTo: cetkoder@gmail.comCC: gercek.demokrat@hotmail.com; nilgunnart@yahoo.com.tr; recepbaran@yahoo.de; ismetseyhan@hotmail.com; ebattal06@hotmail.com; zkentel@hotmail.com; halklailiskiler@turgutreis.info; muammer-sasmaz@hotmail.com; bodrumekspres@mynet.com; yarimada@yarimada.netSubject: BİLİNÇ KAVRAMIDate: Fri, 16 Jan 2009 17:33:27 +0200
Mustafa Göktaş
ÇETKODER Genel Başkanı
Sayın Başkan,
Bizler ulus olarak çok şeyleri biliriz de, "bilme"nin çözüm olmadığının pek farkında değiliz.
Örneğin "çevre bilgi"miz, "trafik bilgi"miz, "tasarruf bilgi"miz, "vergi bilgi"miz var olmasına var da; "çevre bilinci"miz hak getire ise, "tasarruf bilinci"miz "Allah eksikliğini göstermesin kadar"sa, "trafik bilinci" miz,"terör" estiriyorsa, "vergi bilinci"miz, vergi kaçırmanın "kul hakkı" yemek olduğunu bile bile, T.C. Devleti'ni "İMF'nin emir kulu olması"na yol açacak düzeydeyse, "yasa bilinci"nde dünya klasmanında "nal" topluyorsak, "bilinç" kavramından daha dikkatli olalım, lütfen.
Ayrıca, "yasa bilinci"nin , "vergi bilinci"nin olmadığı yerde, gelin "devlet"i de birlikte arayalım, lütfen!
Ne topluma, ne de topluma sözüm ona hizmet yarışındakilere anlatamadığımız bu gerçeklerle ilgili açıklamalarımız bir FANTEZİ olmayıp, yıllardır devam eden "okul dışı eğitim" olarak tanımladığımız çalışmalarda edindiğimiz "TECRÜBİ BİLGİ" nin ürünüdür.
Turgutreis Bilinç Üniversitesi sözü edilen "TECRÜBİ BİLGİ" ile inşa edilmiştir.
Saygılarımla.
Galip BARAN
Turgutreis'in, Turgutreis' i veTurgutreslileri Turgutreislilerden daha çok seven, "herkes senin gibi olsa" denilen DELİSİ
ÖNEMLİ NOT: Bilinç konusunda evvelce yazdıklarımızı neden dikkate almadığınızı; bizi bu adrese yönlendirme gereğini duyduğunuzu da anlayabilmiş değilim. Yazdıkjlarımıza bakıp, bir alay insan olduğumuzu da sanmayın, lütfen.

***
From: galipbaran@ttmail.comTo: gercek.demokrat@hotmail.comSubject: Fw: Evime isyerime TURK BAYRAGI asiyorum. "Hukuk disi her turlu uygulamalari protesto ediyorum"Date: Mon, 12 Jan 2009 16:57:42 +0200
----- Original Message ----- , From:
canözelguvenlik canözelguvenlik
To:
galip baran //Sent: Saturday, January 10, 2009 11:51 AM
Subject: Re: Evime isyerime TURK BAYRAGI asiyorum. "Hukuk disi her turlu uygulamalari protesto ediyorum"
SAYIN BİLİNÇ ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK REKTÖRLÜĞÜNE
SİZ VE BİZ HALK İLE OLDUĞUMUZ HALKI ÇOK SEVDİĞİMİZ İÇİN SIRALARIMIZI SAVDIK. BİZİDE HEDEF ALACAK OLANLAR VARDIR UNUTMAYINIZ ASIL BİZİ DEĞİL BİZİM ARKAMIZDAKİ YIĞINLARI GEÇEMİYECEKLER HALK BİZİ KORUYACAK. HALK BİZİM İÇİN DİRENECEK. HALK DİRENİŞ HAREKETİMİZE KATILMAYA HAZIRDIR BİLİYORMUSUNUZ....
08 Ocak 2009 Perşembe 13:03 tarihinde galip baran <galipbaran@ttmail.com> yazdı:
Sayın Büyükakın, (08.01.2009
Keşke; bayrak asmada gösterdiğimiz duyarlığı çevreyi kirletmeme, aşırı tüketmeme, trafik kurallarını çiğnememe, toplum sağlığına aykırı alışkanlıkları önleme, vergi kaçırmama, rüşvet almama-vermeme, iş ahlakına saygı gösterme, milli servete zarar vermeme, imar yasasına aykırı işler yapmama ve her şeyi devletten beklememe konularında da gösterebilsek, bir başka deyişle, kırmızıda dursak...
Ben bayrak asmıyorum. Ama, yukarıda saydığım alanlarda duyarlı davranıyorum. Kırmızıda duruyorum. Durmakla kalmıyorum, geçmeğe kalkışanları, "kırmızıda geçenleri anında, yüzlerine karşı, utanmaktan başka tepki gösteremeyecek şekilde uyarma"yı öngören, "sosyal yaptırım" olarak bilinen yöntemle uyarıyorum. Uyardıklarıma kendilerinin de başkalarını aynı yöntemle uyarmalarını öneriyorum.
Acaba, yanlış mı yapıyorum. Yorumunuzu bekliyorum. Saygılarımla.
Galip Baran
Bilinç Ünversitesi'nin baş-amelesi/ Yasa Bağımlısı/ Turgutreis'in yurdunu ve milletini özünden çok seven delisi

----- Original Message ----- /From: buyukakin
To:
Undisclosed-Recipient:; Sent: Thursday, January 08, 2009 12:33 PM
Subject: Evime isyerime TURK BAYRAGI asiyorum. "Hukuk disi her turlu uygulamalari protesto ediyorum"
www.toplumsalgucbirligi.org.tr
***
Subject: Fw: Ulu önder sanki bugunleri gormus ...... özlemDate: Sat, 10 Jan 2009 11:20:01 +0200
Efendiler!
"Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi"ni sindirmeyi öğrenemedikçe, bunu beceremedikçe, Atatürk'ün ne demek istediğini anlamak mümkün değil, bence!
"Ne mutlu Türküm diyene" dememeli, "ne mutlu bu yurdu ve bu milleti özünden çok sevebilene, demeli, bence!
O ilkeyi sindirmedikçe Atatürk!ü değil, "kös"ü dinlemiş sayılır insan, bence!
Diğer taraftan, sözü edilen ilkeyi öğrenmek "atla deve" değil, Efendiler!
Çözüm : "okul dışı eğitim"! Zira, okuldaki eğitimle, gördüğünüz gibi, buraya kadar, Efendiler!!
"Bilgi Çağı" 31.12.2008 tarihi itibariyle sona ermiş, "Bilinç Çağı" başlamıştır, Efendiler! Saygılarımla Beyefendiler!

GALİP BARAN
----- Original Message ----- / From: ELİT1
Sent: Friday, January 09, 2009 9:11 AM, Subject: Ulu önder sanki bugunleri gormus ...... özlem

Hiç yorum yok: